bir şair vardı, öğretmen

18 Aralık 2013

Tarihin çöplüğüne bir iki...


Macit CÜNÜNOĞLU








80’li yıllar aynı zamanda Özalizmle birlikte anılır.
Darbenin korkunç karanlığında Başbakan Özal önderliğindeki
kadrolar ülkeyi globalizme entegre etmekle meşguldüler.
Elbette üretimde değil tüketimde.
Yıllardır ekonominin can damarı tekstil kısmen hareketlenmiş,
inşaat sektörü ise almış başını gidiyordu.
Dış borçlanmayla yapılan yollar, viyadükler, hava alanları ve
telekomünikasyondaki sıçramalar seçmen indinde puan topluyor,
verdikleri destekle de ANAP’ı ayakta tutuyordu.

Tefeci spekülatör Kastelli gibiler ise âdeta düzenin simgesi hâline gelmişti.
Dertleri halkı soyup soğana çevirmek ve tatlı saltanatlarını sürdürmek!
Bir nevi otuz yıl öncesinin Ağaoğluları…
Ülke ekonomisi dip yapmakta gecikmedi, tarihî “5 Nisan” kararlarıyla da
teslim bayrağını çekip bugünlerin hazırlayıcısı oldu.
Elbette tarihin tekerrür etme alışkanlığı yoktur, olsa olsa geçmişle
benzerlikler kurulabilir, bugünlerin yakın tarihimizi çağrıştırdığı gibi.

O zaman da prenslerden, papatyalardan oluşan iktidar eksenli aileler vardı…
Bu gelenek Demirel döneminde de devam etti, hatta hatıra fotoğrafları
çektirecek kadar, bir tarafta Çağlarlar Çörtükler, diğer tarafta yeğenler kayınbiraderler!
Ortak paydaları devletin kaynaklarını sömürerek sisteme yeni zenginler hediye etmek…
Ki bu konuda da olağanüstü başarılı oldular.

Evet, bir kez daha bakalım son on bir yıla, AKP iktidarı sürecine…
80’li yılları ne kadar çağrıştırıyor değil mi?
Sadece işadamı üniformalı figürlerin adları değişmiş…
Örneğin Sancaklar, Çalıklar, Albayraklar, Taşyapılar vs.
Bir de ağır toplar Şahenkler Cinerler, servetlerine servet katanlar!
Sonuç itibariyle hangi devirde olursa olsun soyulan halk.

İşte kanıtı, son operasyonlar rezilliklerin taşmış hâli…
Çalınan minareler kılıfsızlıktan elde kalıyor, çuvala sığmayan mızraklar
birilerinin münasip yerlerine batıyor!
Aslında gelinen son nokta tek kelimeyle iflas, sonun başlangıcı...
Muhalefet güçleri aklını başına toplayıp bu zayıf halkayı kırmayı başarırsa,
öyle fazla enerji sarf etmeye de gerek yok, gözüken it dalaşı kendi mezarlarının
hazırlayıcısı olacak.

Öyleyse ha gayret, bastırın!
Fettan Hoca’dan icazet alarak değil, devrimci duruşla bastırın…
Ki ülkenin başına tebelleş olmuş bu sefilleri tarihin karanlıklarına,
ait oldukları yere gömelim, bir daha çıkmamacasına.
Biz hazırız, ya siz?
Ne dersiniz?

.

Hiç yorum yok: