bir şair vardı, öğretmen

22 Aralık 2013

Siyasetin Kavalcıları!

Macit CÜNÜNOĞLU
Macit CÜNÜNOĞLU
 



Bazı futbolcular vardır, kaptan doğar.
Tanrı vergisi işte, sıradanlık onlara yakışmaz.
Takımın neferliğine, gizli kahramanlığa soyunmak mı?
Asla, yeşil sahalara “1 Numara” gelmiştir, bir numara olarak da…
“Jübile” yapar diyeceğim ama yanaşmaz, yine oynayacak bir takım bulur!
Sanatçılar da öyle değil mi?
40’ıncı, 50’inci sanat yıllarını kutlarlar…
Hatta bazıları işi altmış, yetmişe kadar vardırır ki ölmediğini ayakta olduğunu
dosta düşmana göstersin!

Ya siyaset, siyasiler…
Şu anda parlamentoda bile yetmiş yaş ve üzeri o kadar çok milletvekili var ki…
Sanırsınız meclis Karacaahmet bekleme salonu!
Gözümüz yok, Allah hepsine sağlıklı uzun ömürler versin…
Ve müthiş fikirlerinden necip halkımız feyz almaya devam etsin!
Fakat bunların içinde bir de oynak oyuncular var, tut tutabilirsen…
İlk aklıma gelen Kubilay Uygun, XX. Dönem Afyon Milletvekili.
Gerçekten hızlıydı, bir çalımla dört beş partiyi harmanlardı…
O kadar ki dayanamayıp meclisteki koltuğuna tekerlek taktılar, artık mobil elemandı…
Bir orda, bir burda, o tarihlerdeki rekorlarını kimse kıramadı!

Aynı kıvraklık belediye başkanları için de geçerli.
Hele bir tanesi Kubilay’ın Adana Şubesi, sitemiz “Marjinal’in hemşerisi.
Anlamışsınızdır kimden söz ettiğimi, evet; yüksek huzurlarınızda Aytaç DURAK.
Çukurova’nın medara iftiharı, sanırsınız fareli köyün kavalcısı!
Parti falan fark etmiyor, o nerde seçmen orda…
Kazanılan beş seçim, sırada altıncısı…
Öyleyse vatana millete hayırlı olsun!

Lâkin bir de gönül verdikleri partilerin mutfağında yetişenler var…
Çilekeş, her türlü meşakkate katlanmış, yılların içinden süzülüp gelen.
Deyin ki genç takımdan, daima ilk on bir de oynayan…
Bir nevi görev adamı, öl derseniz ölür, davalarının samimi militanı.
Yaşlar ilerleyince bunların da gönlünden makam mevkii sahibi olmak geçer…
Hizmet aşkıyla aday da olurlar, hatta seçileceklerinin ışığını hissederler…
Gel gör ki tepe yöneticiler yok mu?
Bizans entrikalarından medet umup varlıklarını ilelebet korumak isteyenler…
Bu değerler delegeyi iknâ etseler bile merkezdeki oligarşik yapıyı aşamazlar.

Çünkü üsttekilerin tek hedefi, maçı kazanmak, pardon seçimi kazanmaktır.
Artık bu zihniyet için ilkeymiş, ülküymüş, ideolojiymiş hepsi hikâye…
Piyasada ne kadar çürük elma varsa toplarlar partiye…
Ve çıkarlar seçmenin karşısına; dürüstlükten, faziletten söz ederler!
Utanmadan sıkılmadan aynaya bakmadan!
Dolayısıyla bu ülkede siyasetçilik meslektir, her bünyeye uymaz.
Aytaç Duraklara gelince örnekleri piyasada o kadar çok ki…
Tüm partilere fazlasıyla yetecek kadarlar!

Bu arada zannedilmesin ki değişime karşı duran biriyim…
Mümkün mü?
Ne demiş Antik Çağ’ın büyük düşünürü Heraklit;
“Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.”
Naçizane sitemimiz heybesinde aynı anda üniforma taşıyanlar…
Tezgâh açtığı partilerin önünde kılıktan kılığa girenler…
Ve gün gelecek bu türlerin nesli tükenecektir.

Not: Sayın Durak’ın mektubunu “Marjinal”de okudum.
Bence yerden göğe haklı ve acilen göreve iade edilmesi gerekir.
Ne de olsa arkasında bire bir seçmen iradesi var, millî irade…
Ya bakan fırlamalarının, çakal takımının arkasında?
Babalar gibi duran iktidar!

MARJİNAL

.

Hiç yorum yok: