bir şair vardı, öğretmen

11 Aralık 2013

Aranan Demokrasi!

Macit CÜNÜNOĞLU
11/12/2013 06:11

 

 
 
Zor iştir evrensel hukuka bağlı olmak…
Yemekten sonra diş fırçalamaya, tuvaletten sonra el yıkamaya benzemez…
Öncelikle empati, vicdan lâzım.
Bir de utanma duygusu; ister “ar” deyin ister ahlâk…
Netice itibariyle hassas konudur…
İnsanı ipe de götürür, tarihin altın sayfalarına da.

Bir bakalım 90 yıllık cumhuriyetimize, altmış üç yaşındaki demokrasimize…
Yalnız yazdığım rakamlar bürüt, neti ise tek kelimeyle fecaat!
Öylesine ki, bu topraklarda “demokrasi” denilen melek bir gözükmüş bir gözükmemiş…
Çoğunlukla tüymüş, derdi ırzını kurtarmak…
Çünkü cinsel devrimini yaşayamayan toplumumuzun siyasetçisi pek bir hevesliymiş…
Niyet baştan bozuk, ilk fırsatta (iktidar olduğunda) demokrasiyi becerecek
ustalık mertebesine ulaşacak!
Sanırsınız sistemin tek yetkilisi Babilli Marduk…
“Yasama-Yargı-Yürütme”, alayı bünyesinde toplanmış!
Ne de olsa ilahî güç, veya müritlerinin dediği gibi “tanrının lütfu”…
Kimden mi söz ediyorum, kinayeli mi?
El insaf!
Büyüklerimiz “arife tarif gerekmez” der…
Hâlâ anlaşılmadı mı?
Daha mı açık yazayım?
Oldu, bizim yerli malının adı: …nanik…
Dün çıktı Balbay, bende mi zindanlarda sürüneyim?
Üstelik yaş gelmiş yetmişe, yazık değil mi karanlık geleceğime…
Daha ışık yakıp kavga edeceğiz; evlâtlarımız torunlarımız aşkına…
Nefesimizin yettiği kadar.

Fakat “Yargıtay-Danıştay-Sayıştay”…
Hepsi bir tarafa da, Allah Aşim Abi’den razı olsun…
Ayrıca tuttuğunu altın etsin…
Âmin!
Aşim Abi de kim?
Ayıp oluyor valla, en güçlü anayasal kurumumuzun başı…
Refikası türbanlı, iktidar destekçisi, pişkin pişkin gülümser…
Gören demokrasi havarisi sanır…
Nasıl olduysa, kırk yılın başı…
Hayırlara vesile olup bir balık tuttu…
Ve Ergenekoncu Balbay’ı serbest bıraktı!
Sakın ha!..
“Darısı diğerlerinin başına” demeyin…
Sevmem küçükleri, kireçsizleri, kanlı katilleri…
Elleşmeyin, yattıkları yerde kalsın…
Hatta ve hatta…
Neyse, Marduk Dede cezalarını versin!

Yine de içime bir kurt düştü…
Yukarda adalet, ben de paranoya…
Acaba diyorum, Balbay’ın özgür bırakılmasında cemaatin parmağı var mı?
“Olmaz olmaz” demeyin…
Biliyorsunuz sert çatışma kansız bitti…
Bir ittifak, bir karşı cephe…
Neden olmasın?

Eğer öyleyse Aşim Abi…
Yola devam!
Boz Sultan’ın tezgâhını…
Kesinlikle arkandayız!

Bu arada bazı dostlarım fazla iyimser…
“Ankara’da hakîmler var” deyip çığlıklar atıyor!
Hâlbuki memleketin hapishaneleri lebalep dolu…
Ne yapalım yani, özgürlük uğruna tüm mahpusları başkente mi transfer edelim?
Yoksa “Rahşan affı” gibi bir meclis kararıyla suçlu/suçsuzlar serbest mi kalsın?

Bence durum karışık…
Ayrıca bu hususa ne aklımız, ne kalibremiz yeter…
Hele mutlak OTORİTE…
O çokbilmiş, kibir bataklığında sürünen varlık…
Çare olabilir mi?
Hiç sanmam!
En iyisi mi gözleri Pensilvanyalıya çevirmek, Hazreti Hoca’ya…
Eminim ki kesin çözüm ondadır!

Not: Tanrım bu hakir kulunu affet, baksana kurtuluş umuduyla
ne hâllere düştü, çok yakında kapağı cemaate atarsam şaşma…
Ne de olsa muhalefetin hası, arkası güçlü, sağlam, bizimkileri sollar geçer...
Aslanım benim!

Hiç yorum yok: