bir şair vardı, öğretmen

12 Aralık 2014

Kapitalizmin dayanılmaz tuzakları!

Macit CÜNÜNOĞLU
12/12/2014 10:08

 

A+
A-
Sanayi devrimiyle birlikte “Kapitalizm” insanlığın bağrına çöktü...
Hem de ne çöküş...
Ne emeğin değeri kaldı, ne ideolojinin...
Aslında Marx ile Engels el ele, gönül gönüle verip gelişen tehlikeyi gördüler...
Ve ortaya koydukları eserlerle de insanlığı uyardılar...
Tek bir kusurla...
O da çare olarak “Proletarya Diktatörlüğü”nü önermeleri...
Ki o diktatörlük modelinde demokrasinin yeri yoktu...
Hele bireyin söz hakkı, özgürlük tutkusu...
O ne ki, tut kuyruğundan çak duvara...
Nitekim öyle de oldu, yetmiş yıllık tecrübe arkasında acılar bırakarak iflas etti!

Kısaca sosyalizm tatsız tuzsuz yemek gibi insanlığa yavan geldi...
Hele parti egemenliği?
Tıpkı kapitalist sistemdeki “mutlu azınlık”...
Deyin ki üstün sınıf, hatta ayrıcalıklı kast...
Sonuç itibariyle “kitabi sosyalizmin” hayâlleri kadük kaldı...
Hiçbir zaman da gerçekleşemedi.

Evet, bu girizgâhtan sonra gelelim kapitalizmin kutsal mabetlerine...
Yani AVM’lere...
Son günlerin en moda tartışmasına:
“Pazar günleri kapalı olsun mu, olmasın mı?”
Zokayı dibine kadar yutmuş toplum...
Kapalı olsa ne yazar, olmasa ne yazar...
Sistem insanımızı ele geçirmiş bir kez...
Ne kadar anlatsan nafile!
Lâf aramızda tüketimde de üstümüze yok...
Aynen Osmanlıyız, el burnuyla yatağa girmesek de, alışveriş yapmayı çok severiz...
Para yok, patrik yok...
Ancak aslanlar gibi kredi kartımız var...
Hem de sürüsüne bereket.
Harca harca dur, nasılsa ödeme kolaylığı, taksit her yerde...
Savulun Türkler geliyor...
Açlıktan, kıtlıktan çıkmış aziz milletim...
Hem AVM seviyor, hem de babasını...
Öyleyse “sen çok yaşa kapitalizm”...
Ki içmeye ayranı olmayan necip halkım mutlu olsun...
Ve market arabaları tepeleme dolsun cola ile, peçete ile!

Ah zavallı çaresizliğim, tükenen umudum...
Hâlbuki ne niyetlerle yola çıkmıştık...
Yıl bin dokuz yüz altmış sekiz...
Aylardan Aralık...
“Yerli Malı Haftası”nın ilk günü...
On binlerdik, yüz binlerdik; yürüyorduk başkente, Ankara’ya...
Sloganımız: “BAĞIMSIZ TÜRKİYE”...
Dün akşam torunlardaydım...
Büyüğü “Su” kestane olmuş...
Yerli Malı etkinliklerine hazırlanıyor...
Dilimin ucuna geldi, lâkin yanlış anlaşılır diye sustum...
Hadi sizlerle paylaşayım, elbette hoşgörünüze sığınarak...
Kapitalizm denilen o vahşi düzen kestanemizi öyle bir çizdi ki...
Ne Tayyip çare ne Kemal Abi...
Bir de hanım demez mi; “yarın anjelika reçeli yapacağım”...
Dayanamadım artık;
Sinkaf üstüne sinkaf...
Ve gözyaşlarımı tutamadım...
Ağladım hem kendi kaderime, hem de memleketin düştüğü hâllere!

Hiç yorum yok: