bir şair vardı, öğretmen

07 Aralık 2014

"Dil şad olacak..."

Macit CÜNÜNOĞLU
07/12/2014 09:17

 

A+
A-
Millî Eğitim Şurası toplanıp gerici bir yığın karar alıyor...
Ki geleceğimiz, gençliğimiz ecdadımıza benzesin...
Yobaz, çağdışı...
Yüzü geçmişe dönük...
Böbürlenmeci, tepeden bakmacı...
Demek ki Fatih’in torunlarını yetiştirmek böyle bir şey!

Miniklere türban, takke...
Liselilere Osmanlıca...
Gerekçe; Türkiye çağ atlayacak!
Sevsinler icraatlarınızı!
Elimde “Sözlerin Soyağacı” adlı kitap (Adam Yayınları)
Yazarı: Sevan Nişanyan...
Ermeni vatandaşımız...
Oturmuş, binlerce kelimenin kökenini araştırmış...
Ve dilimize kaynak olacak etimolojik eseri kazandırmış...
Biz ne yapmışız?
Beyni sulanmış Alev Alatlı’ya ödül...
Soğuk nevale Hülya Koçyiğit’e madalya...
Sevan’a mahpuslar!

Yakışır canım memleketime...
Zaten ne şair sevdi, ne romancı...
Nazım’dan Can Yücel’e ve daha nicelerini süründürdü...
Yurtdışında, sürgünde ölen yıldızlarımıza bakıyorum...
O kadar çok ki...
Âdeta utanç tablosu!

Hep iddia ederim; yaşayan dil çok önemli...
Geçmişte çok tartışma yaşandı...
Özellikle dil meselesinde...
Bizim cenah TDK’nu merkez alarak Yeni Türkçeciliği savundu...
Karşı taraf eski dili, yani Osmanlıcayı...
Hâlbuki sular seller gibi akan halkın dili vardı...
Pırıl pırıl, anlaşılır...
Yunus’un dili, Karacaoğlan’ın özdeyişi, Pir Sultan’ın divanı...
Nabi, Nefi, Nedim ile yürümüyordu kervan...
Yıllarca yedik birbirimizi...
Bir türlü orta yolda buluşamadık.
Hâlâ hastalığa “Sayrı”, hastaneye “Sayrıevi” diyen dostlarım var...
Kim dinler, kim anlar?
Binaenaleyh, nasıl ki “İmtihan” tedavülden kalkıp “Sınav” dilimize yerleşti...
O nedenledir ki dilde zorlama olmaz...
Korumacılık, dayatma hiç olmaz...
O “su” gibi akar, kendi yolunu bulur.

Bir örnek, bir şarkı: Nihaventten...
“Bir ihtimal daha var...” adlı parçayı...
Kim “Bir olasılık daha var...” diye okuyabilir?
En iyisi mi hayata, yaşayan dile güvenmek.
Kim ne yaparsa yapsın, ne kadar saçma sapan karar alırsa alsın...
Bu halk ne dilinden vazgeçer ne hayatın gerçeklerinden...
Yeri gelir Türkçe konuşur, yeri gelir Osmanlıca...
Ve doğrusu da budur...
Zevk sahibidir benim milletim, üretmeyi sevmez ama aşkı meşki sever...
Bir de mehtaba çıkmayı!

Dümbeleklerin aldığı kararları kafanıza takmayın...
“İki dörtlük” hayatınızı sürdürmeye çalışın...
Nasılsa “dört dörtlük” olmayacak...
Trakya havalarıyla işi götürün...
Yani “dokuz sekizlik”...
Aksaktır ama oynaktır kıvraktır...
Bu arada “Dil şad olacak...” şarkısını dinlemeyi de ihmal etmeyin...
İyi gelir gönül sofralarına...
Şimdiden afiyet olsun...
İyi pazarlar efendim.

Hiç yorum yok: