bir şair vardı, öğretmen

23 Kasım 2014

Bir umut

Macit CÜNÜNOĞLU
23/11/2014 09:31

 

A+
A-
Umudun adı yok...
Adı yok, çünkü bu ülkede umutlu olmak için bir neden yok...
Bir nefes, bir çıkış yolu...
Hepsi hayâl.

Dün torunumlaydım, bütün günü birlikte geçirdik.
On beş yaşında, lise öğrencisi.
Eğitimden, sanattan, hayattan konuştuk...
Bir de film izledik, “Ben Hur”u...
Roma İmparatorluğu’nun ihtişamının sergilendiği gösteri...
Üç buçuk saatlik, mesajı üzerine bol bol siyasî yorum yaptık.

Geldik okuluna, eğitim öğretime...
İyi bir lisede okuyor, daha doğrusu şöhreti olan devlet yuvası...
İdare bu yıl Paralelcilerden temizlenip pırıl pırıl kadrolara teslim edilmiş...
Oh ne âlâ, yaşasın muasır medeniyetler seviyesinde yarışacak gençliğimiz...
Binada abdesthanemiz, mescidimiz var...
Hem de haremlik, selâmlık olarak iki parça...
Koridorlar türbanlı dolu, erkek öğretmenler badem bıyıklı...
Ah paranın gözü kör olsun...
Şeytan diyor ki sat evi, ver çocuğu Dalan’ın okullarına...
Bari torunumuz Ergenekoncu yetişsin!

Olmadı işte, kader utansın!
Bir hayırsever sponsor, bir vakıf da bulamadık ki makûs talihimiz değişsin...
Cem Karaca’nın dediği gibi “işçisin, işçi kal” şarkısını dinleyerek
beyhude geçti ömrümüz...
Yine de mutluyum, huzurluyum...
Torunumla el ele, göz göze aşk yaşıyorum...
Aşkların en güzeli, en yalını, en namuslusu...
Mezara taşınacak kadar vefalısı...
Daha ne olsun?

Fakat bunca olumsuzluk arasında bir kitap imdadıma yetişti...
Edebiyatçıları dönem ödevi vermiş...
Bizim Orhan Kemal’den, “Murtaza”yı...
Kadıköy’de tüm kitapçıları dolaşıp en sonunda bulduk...
Şaştım kaldım, piyasayı Ahmet Ümit, Ayşe Kulin, Elif Şafak kaplamış...
Kemallerimiz, Sabahattin Alilerimiz, Burianlarımız karaborsa...
Ara ki bulasın!

Torunumun bir önce okuduğu kitap da “İnci”...
John Steinbeck’ten, istiridye avcılarının yaşam öyküsünün anlatıldığı eser...
Artık diyalektiğin yasaları geçerli, incinin oluşumu sergileniyor ilmek ilmek...
Anlayan için ders niteliğinde...
Hep iddia ederim, herkes Steinbeck’i okumalı...
Hayatı doğru algılamak için, siyaseti, siyasetçiyi yerli yerine oturtmalı...
Ve beklentileri, umutları...
Bize ve gençliğimize, geleceğimize dayatılanların kader olmadığının
farkına varmalıyız...
Yoksa ömrümüz yakınmayla, öfkeyle, küfürle geçer...
İşte bir umut, bir çıkış yolu...
Orhan Kemal’den “Bekçi Murtaza”...
İstanbul’un bir köşesinde, bir okulunda yeniden karşımıza çıkıyor...
Çukurova’da geçen hazin bir öykü...
Memleket gerçekleri...
Gözlerim ışıdı, dört elle sarıldım kitaba...
Ve bir öpücük kondurdum torunumun alnına...
Işığı kucaklarcasına.

Hiç yorum yok: