bir şair vardı, öğretmen

15 Kasım 2014

Geç bunları...

Macit CÜNÜNOĞLU
15/11/2014 07:35

 

A+
A-
İki milyon Suriyeli bu toplum içinde kaynaşarak eriyecek!
Büyük rakam, elbet ülke yöneticilerinin bir bildiği var.
Ne diyelim, haydi hayırlısı!
Ancak gelenler aç ve sefil...
Savaş kaçkını.
Tıpkı Balkan Savaşlarında göç etmek zorunda kalan Türklerin hâli...
Yalnız bir farkla, o devirde Osmanlı gelenleri ülkenin dört bir
yanına yerleştirmiş...
Ya bunlar, sonuçta insan...
Korunmaya, barınmaya, yemeye, içmeye muhtaç çoluk, çocuk...
İstanbul’un orta yeri, caddeleri, otobanları, parkları Suriyeli dolu...
Ve dileniyorlar...
Ve önümüz kara kış...
Her gün karşılaştığımız trajik manzaraya yürekler dayanmıyor...
Yine de yöneticilerimizin “bir bildiği vardır” deyip geçiyoruz.
Bir kez daha haydi hayırlısı!

Evet, tanrı başımızdan eksik etmesin, Sultanımız ilklerin adamı...
Ama her alanda...
Düşman kazanmakta, başkalarının işlerine karışmakta, ülke idaresinde,
enerjide, madencilikte, zeytincilikte, görkemli hayat yaşamakta...
Her adımı, her hamlesi, her kararı bir ilk...
Demek ki yüzde 52 adamı böyle azdırıp rahatlıkla kontrolsüz,
demokrasisiz güce dönüştürebiliyor...
Fakat elden bir şey gelmiyor...
Ne diyebiliriz, ne yapabiliriz ki...
Bir umutla muhalefet partilerine sarılıp, sığınıyoruz...
Belki de tek çare...
Fakat onların vaziyeti de perişan, salkım saçak...
Düşmüşler kendi dertlerine...
Malûmunuz seçimler yakın...
Milletvekili olma sevdası her şeyin üstünde...
Halk çile çekiyormuş, işsizmiş güçsüzmüş...
Kimsenin umurunda değil...
Çok sevip saydığımız Emine Hanım (Ülker Tarhan) bile
baba ocağından tüydü...
Ve partisini kurdu...
Adı: Anadolu, amblemi: Güneş ile Başak...
Sanki başı göğe erecek!

“Geç bunları anam babam...
Kim söylemiş Emine’ye baktığımı?”
...
Sevgili Orhan Veli’nin mısraları eşliğinde gözlerim kapalı...
Yalnız İstanbul’u değil, ülkemi, dünyayı, insanlığı dinliyorum...
Ve içimden bir ses yükseliyor...
Acıyla, sessizce...
Gidişat, gidişat değil!

Hiç yorum yok: