bir şair vardı, öğretmen

13 Ekim 2014

Mandıra Filozofu

Macit CÜNÜNOĞLU
13/10/2014 09:23

    

A+
A-
Senaryosunu Ömer Güven’in yazdığı Mandıra Filozofu’nu izledim.
Başrollerde Rasim Öztekin ile Müfit Can Saçıntı oynuyor.
Müfit aynı zamanda filmin yönetmenliğini de yapmış.
Son yıllarda bu kadar lezzetli bir komedi izledim, aferin gençlere…
İstendin mi ne başarılı yapımlar ortaya çıkıyor…
Hele filmin mesajı; tek kelimeyle “insanlık dersi”…
Sanırsınız senarist Erich Fromm’un öğrencisi, tüm eserlerini yalayıp yutmuş.
İzleyenler için yazdıklarım anlamsız olacak ama bir kez daha filmin konusunu tekrarlayayım…
Elbette hoşgörülerine sığınarak.

Efendim, film Bodrum/Çökertmede çekilmiş…
Tahmin edeceğiniz üzere doğa harikası bir yer…
Lâf aramızda, ülkemizde rakı içmediğim ne koy kalmış ne köşe…
Ne diyelim, selâm olsun o günlere!
Bu arada Çökertmeyi, yanı başındaki Mazı Köyü de öyle bir severim ki…
İnsanın canına can katan koordinatlar…
Yalnız insan soyunun saldırıları olmasa…
Düşünüyorum da, ne çevreye saygımız kaldı ne güzelliğe…
Demek ki vahşilik ruhumuzda…
Bilhassa sahip olma duygusu, harekete geçmeye görsün; anında kararıyor gözler, yürekler!

İşte filmde bu mevzular oya gibi işlenmiş…
Hikâye şöyle:
Bir işadamı otel yapmak amacıyla o güzelim koyu gözüne kestiriyor…
Arazi sahiplerinden biri ise kahramanımız, inatçı bir muhalif…
Teslim olmuyor paraya pula…
Adam gerçek bir filozof, eğitimli, beyni nezaketle, incelikle dolu…
Yani nesli tükenen türden, hayvanla, ağaçla, börtü böcekle dost…
“Bir lokma bir hırka” felsefesini dibine kadar benimsemiş…
Aynı zamanda paylaşımcı…
Ah Marks Amca, kulakların çınlasın e mi!
Hayâl ettiğin insan ile gezegene hediye ettiğin teorin bu filmle hayata geçirilip, canlandırılmış…
Lâkin sonuç itibariyle senaryo işte, gönülleri okşayan beyaz perde şov…
Yoksa, “insan” dedi mi kırk kere düşünmek lâzım…
Asar da, keser de, yakar da…
Hepsinden önemlisi yalan üretim makinesine dönüşüp devlet başkanı bile olur…
Tarihte örneği çoktur, hele biz de…
Neyse, karar aldım; bugün siyaset yok, yalnızca sinema var!

Ne yapıp ne edip bu filmi muhakkak seyredin…
Ondan sonra aynaya bakın, filozof mu görüyorsunuz, işadamı mı?
Ben baktım, ne yalan söyleyeyim, ikisinden de birer kuple…
Filozofluk ile zenginlik hayâli dans ediyor bünyemde…
Hem fakir yaşamak istiyorum (zaten öyleyim)…
Hem de arabam, yatım olmasını arzuluyorum ve bu nedenle de sık sık
loto-toto-at yarışı oynuyorum…
Ama nafile, maalesef küçük ikramiyelerin dışında hiçbir şey çıkmıyor…
Bu uğurda iki rekat namaz bile kıldım…
Dua bölümünde de yukardakine sordum, tabii tırnak içinde…
Dedim ki “vereceksen ver artık, yaşım geldi altmış beşe, hâlâ sürünüyorum!”
Anında cevap geldi: “Ben senin filozof hâlini seviyorum, öyle kal, bir de insanlığa lütfumla
uğraşma, ricam olur”
demez mi…
O gün bugündür lotaryadan umudumu kestim, “Mandıra Filozofu”nu örnek alıp yollara düştüm…
Elimde fotoğraf makinesi, İstanbul’u resmediyorum…
Tek dostumu biricik aşkımı, beni anlayan sarıp sarmalayan…
Emin olun, ruhuma iyi geliyor…
Ve hâlâ arıyorum insanlığı…
Gören bilen varsa e-mail adresim aşağıda…
Kesinlikle boş gönderilmeyip mükâfatlandırılacaktır…
Mükâfatımız ise “Mandıra Filozofu” CD’si…
Üstelik orijinal; bandrolsüz, korsan…
Umarım hayra geçip işe yarar!

macitcununoglu@gmail.com

Hiç yorum yok: