bir şair vardı, öğretmen

18 Ekim 2011

Pınardan Nur'a Yolculuk...





"Bir bahar akşamı rastladım size
Todorinin yeri-Kalamış
Sevinçli bir telaş içindeydiniz
Derinden bakınca gözlerinize
Neden başınızı öne eğdiniz


İçimde uyanan eski bir arzu
Dedi ki yıllardır aradığım bu
Şimdi soruyorum büküp boynumu
Daha önceleri neredeydiniz"

 




Ne zaman Selahattin Pınar şarkıları duysam
içimi derin bir hüzün kaplar.
Madem mevsim sonbahar, hazan aylarındayız…
Kalamışsız, Todorisiz Kalkedon olur mu?


6 Şubat 1960’da yitirdik büyük ustayı…
Üstelik rakı masasında, Todorinin meyhanesinde…
Rastlantı bu ya, babam M.C.’de bir hafta sonra ölmüştü
Amasya’da, elli dokuzunda!




Udî ûstâdın bestelerinin bir hayranı da M.Kemal’di…
Şöhretli Afife Jale’yle evliydi… Çok çekti…
“Nereden sevdim o zalim kadını…” diyecek kadar
derdini ummana döktü, haykırdı sessizce kadehler eşliğinde!

Şarkılarının büyük bölümünü ona adadı…
Ölümsüz eserlerini üretirken adeta yaşadı, nota oldu, ezgi oldu…
Sol anahtarı oldu, koma oldu ve yüreği sustu Kalamış’ta.

Dün çok eski bir dostumla sohbet ettim sanal ortamda…
Söz iyimserlikten, dayanıklılıktan, mutluluktan, müzikten, Osho amcadan açıldı…

O muhabbet aklıma düşürdü Selahattin Pınar’ı…
Rastlantı bu ya, geçen hafta Todorinin yerindeydim…
Yukarıdaki fotoğrafı çektim, şerefine dedim gönüllerimizin pınarına…

Ve bir kez daha inandım; iyi ki sanat var…
Özellikle musîki, sevinçle umutla gülümseyen yüreklere öyle iyi geliyor ki…

Evet, yola çıkmalıyım… Adalara doğru…
Hava yağmurlu ama Sait Faik, Hüseyin Rahmi, Yesârî Asım beni bekliyor…
“Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır…” şarkısını mırıldanarak…
Belki dönüşte uğrarım Pınar'ın masasına, illâ ki ruhu ordadır...
İki tek parlatır, selâmlar gönderirim nurlu yarınlara. 


1 yorum:

sonsuzluğa yazılar dedi ki...

Bloğumuza görüldüğü gibi bir Pakistanlı kardeşimiz düşmüş...
Anladığım kadarıyla insan kaynakları işi yapıyor, yani ajans sahibi.
Sevgili din gardaşım "Fari",
Bizim ülkede iş mi arıyorsunuz veya sizin oralara işçi mi?
Kusura bakma tam anlayamadım...
Malûm biz sizin kadar İngilizce bilmiyoruz...
Yalnız bizim buralarda iş miş yok...
Emin ol, sakın salladığımı sanma....
Zaten o işlere (sallama) iktidar bakıyor...
Bilesin istedim, boş yere heveslenme...
Son olarakta buldun beleş ilân verilecek blog...
Versene Hürriyet'e...
Sarı sayfalar ucuz, bir paralı ikisi beleş!
Bak bir daha yayımlamayız sayfalarımızda...
İllâ ki "Sonsuzluğa yazılar"da yer almak istiyorsan emekli hesabıma gönder üç-beş kuruş para.
Gözlerinden öperim canım kardeşim FARİ...
Dost acı söyler! Anladın mı?

Not:
Hesap numaram, şimdi hatırladım,
hesabım RTE tarafından bloke...
Sorma RTE kim diye... Please başımı belâya sokma!