bir şair vardı, öğretmen

08 Ekim 2011

Fatma Hanım'ın Mirası!..




7 Ekim 2011
I.Meşrutiyet 1876 yılında ilân edilir.
Arnavutluk’u Mebuslar Meclisi’nde
Esat Toptani Paşa temsil eder.

Paşa’nın eşi Fatma Şadiye hanımdır.
Bugün Kızıltoprak istasyonu yanında bulunan
ve öğretmen evi olarak kullanılan köşkü
satın alarak başlarlar yaşamaya.

Fakat Paşa’mız sevmez II.Abdülhamid’i…
Tahtan indirilme kararını ileten ekiptendir.
Arnavutluk’ta da yaygındır ünü Osmanlı generalinin.

Lâkin yenilir Arnavutluk kralı olmak isteyen Ahmet Zogo’ya…
Kapağı atar Paris’e ve ecel orada yakalar.
Milliyetçi bir Arnavut tarafından Paris sokaklarında öldürülür.

Çoluk çocuk olmadığı için köşk kalır sevgili zevcesine.
Bu arada öğretmenleri çok seven Fatma Hanım taşınır başka malikaneye…
Ve 1845 yılında yapılan köşkü müştemilatlarıyla birlikte öğretmenlere
dinlenme evi olarak hediye eder. Sene bin dokuz yüz kırk dokuz.

II.derece tarihi özelliğe sahip bina o tarihten bir süre sonra
Emekli Öğretmenler Genel Merkezi olarak kullanılır…
Ta ki araya 12 Eylül girene kadar!
Cuntanın hukuku canım köşkü Öğretmen Evi statüsüne dönüştürür…
Başına tarihten, sanattan, mimariden anlamayan müdürler atar!

Evet, yürekleri yakan asıl hikâyemizde bundan sonra başlar.
Her gelen yeni müdür kafasına göre düzenlemeler yapar!

Kimi güzelim bahçeyi betonla kaplatır, bazısı asfaltla…
En sonuncusu daha estetik çıkmış, döşemiş fayansla!

Ocak başına heveslenen de olmuş, birahaneye dönüştürmek isteyende!
Yalnız ana bina her geçen gün lime lime dökülmekte, çürümeye yüz tutmuş.

En son olarak bahçeye yaptırılmış devasa bir çay ocağı…
Sanırsınız eski Topkapı garındaki bir işletme, kabalık-hoyratlık anında görülmekte…
Pislik gırla gidiyor, hizmetliler hizmetkâr değil hepsi birer efe!

Kime çekmişler dersiniz?
Sakın iki numara demeyin, yani Kasımpaşalıyı adres göstermeyin!

Sonuçta efendim;
Bir dokun bin işit hesabı, tarihsel mirasların da değerini bilmeyen bir milletiz.
İşte somut örnek, karşınızda duruyor ulvî meslek sahibi öğretmenlerin yuvası…

“Aslan yattığı yerden belli olur" dermiş atalarımız…
Buyrun size öğretmenlerimizin eğlendiği, taş oynadığı, lak lak yaptığı mekân…
Ne bir kütüphanesi, ne bir okuma odası, ne bir kültürel faaliyet…

Ne demiş M.Kemal; “Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacak”…
Duyda inan, gör de inanma! 

Nurlar içinde yat Fatma Şadiye Toptani Hanımefendi...
Çok sevdiğin öğretmenlerimizin kusuruna bakma!

m.C.





Hiç yorum yok: