bir şair vardı, öğretmen

12 Ekim 2011

Radyasyon Tepesinden Manzaralar!..





Geçmiş zaman olur ki, hayalî cihan değer!..
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer
Ömrüm oldukça gönül tahtına keyfince kurul
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer…

Nice revnaklı şehirler görünür dünyada
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rüyada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan…
                                  
                                                Yahya Kemal



Şair-i azam Beyatlı amcam canım İstanbul’a hangi tepeden bakıp
yukarıdaki satırları döktürmeye başladı bilemiyorum ama…
 Dün Küçük Çamlıca tepesine tırmandım, izledim hâl-i pûr melâlimizi! 

Yok olan tepeye mi yanayım, tepeden baktığım İstanbul manzarasına mı?
İnsan gördükleri karşısında bırakın şair olmayı olsa olsa haza kûfürbaz olur…
Hem de yüzü gözü açılmamış en zengin repertuvarı oluşturarak!

Uzun zamandır gezmemiştim veya araçla transit geçmiştim…
Ancak yürüyünce gördüm ki; Çamlıca bambaşka bir dünya!
En kestirmeden vaziyet idrâk edilsin diye çarpıcı bir örnek vermek gerekirse;
Beş milyon Avro diyorlar villaların tanesine!

Zannetmeyin ki satılık çok, tek tük kiralık -5/10 bin dolar- üç beş satılık…
Alayı o kadar. Yukarıda Allah, hakikâten cami-î şerif fazlasıyla var!
Yollar düzgün ve tamamı asfalt, çile çektiren yokuşları bol…
Ve o nedenle olsa gerek, “Çilehane” ismini taşıyan cadde/sokak/patika/çıkmaz gani!
Cip derseniz, ibâdullah!

Yalnız piyasada vatandaş, mahallede bakkal çakkal manav yok…
Bolca özel güvenlik görevlileri, kapısı kilitli Barış Manço parkı…
Cıvıl cıvıl seslerin yükseldiği Saffet Çebi İlköğretim okulu!

Her neyse bunlar teferruat…
Sonuç itibariyle K.Çamlıca tepesinde bir karış toprak kalmamış dolanacak -Koru hariç-…
Ne diyelim, hayırlara vesile olsun dini bütün, imanı kuvvetli kardeşlerimize…
Çünkü arazinin neredeyse tamamı tahsis edilmiş kendilerine (Cemaat ve tarikatlara)…
Sıkıysa iki duble rakı içecek yer bul, artık o ağacın altı mı yoksa mescidin bodrumu mu olur...
Kesin icabına bakılır, domuz bağından recmden kıçını kurtarabilirsen!

Yalnız sevindirici tek bir taraf, tepe vericiden baz’dan geçilmiyor…
Pıtrak gibi her taraf  direk, kule ve istasyon…
Demek ki takdîri ilâhi ancak bu şekilde tecelli edecek!

O nedenle bendenizde Çamlıca turumu tamamlayıp dönüşe geçtim…
Kafi miktarda radyasyonumu alıp,
sarfınazar ettim mülk almaktan, kiralamaktan…
Belediye otobüsü beklemeye başladım durakta…
Gözlerim hâlâ o ağacın altını arıyordu ama…

Ak sakallı nur yüzlü bir dede dedi ki; “Evlât o devirler artık şarkılarda kaldı”…
Çamlıca’dan şimdilik bu kadar, esen kalın, kendinize iyi bakın, selâmûnâleykûm…
Allaha emanet olun!
     

  


Hiç yorum yok: