bir şair vardı, öğretmen

20 Ekim 2011

Yangın yeri...



“Yangın yeri”…
Bir fikriniz var mı?
Yangın nedir, nedir yanan…
Nedir geride kalan?

Yanıyor bu ülke…
On, yirmi, otuz değil…
Uzun yıllardır…
Kurulduğu günden beri…
İçten içe kavruluyor.

Bedelse bedel, cansa can, kansa kan…
Ödenecek daha ne var?
Yürekler paramparça, göz pınarları tıkalı…
Bilinçler tutuk, hafızalar kapalı…

Vatan-Millet-Sakarya…
Lânet olsun hamasete…
Kahrolsun nutuklara…
Karnımız tok, yüz yıllık masallara!

Bıkmadın mı siyaset…
Yorulmadın mı politika?
Doksan yıldır aynı yalan aynı tafra aynı mavra!

Kürt, Türk fark eder mi?
Sağduyulu halkımız böyle numaraları yer mi?

Lâkin bir ülkenin geleceğini yediniz…
Acılı tarihine, gözyaşlarına bakmadan!

“Yola devam” ha?..
“İleri demokrasi” yalanı…
Habur martavalı…

“Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın”…
Diyeceğim ama…
Aklıma İnönülerin paşası gelir…
Yani halef olanı, şeflerin millîsi…
Çizmelisi, genetik formatlı kırk tilkilisi!

Ya senin tilkilerin Recep Usta?
Terk mi ettiler…
Yaşayamadılar mı organizmanda?
Baş edemediler değil mi?
Onlardan çok daha kurnaz beyninle…

Hamaslıya, Afrikalıya…
Seksen kûsurluk anana ağlarken…
Kınalı kuzularımız, toprağa düşen fidanlarımız için…
Dimdik  ayakta durmaktan söz ediyorsun hâlâ!

Ah, ahhh Tayyip Usta…
Yazılacak, söylenecek lâf çokta…
Şu ileri demokrasin yok mu?
Üçüncü kez yatamam hapiste…

Küçük paşalara, kireçsizlere, Hırand’ın katillerine…
Tahammül edemem… Dayanamam...

Evet RTE... Ülkeyi, yürekleri döndürdün yangın yerine...
Feda olsun %50 oy sana, koy sandığı şimdi önümüze...,

%60'ın altı çıkarsa, Hamas'a biat edip, Hizbullah'a üye olmazsam...


Hiç yorum yok: