bir şair vardı, öğretmen

20 Kasım 2015

Yarınlar için

Macit CÜNÜNOĞLU

 

 
 
Güneşli bir İstanbul sabahı...
Sonbahar bütün güzelliklerini sergiliyor.
Sabah kahvesinde Yıldız Parkı'ndayım.
Dökülen yapraklar üzerinde yürümek...
Sincaplarla oynaşmak yorgun yüreğime iyi gelecek.
Ondan sonra ver elini Cankurtaran.
Erol Taş'ın kahvesinde Yeşilçam klasiklerine takılmak...
Arzuya bağlı olarak nargile içmek...
Ve öğle yemeği için Cankurtaran Öğretmen Evi'ne çökmek...
Hardal soslu jülyen tavuğu nefis yapıyorlar...
Tavsiye ederim.

Hemen yanıbaşında Küçük Ayasofya...
Bizans'ın ilk kiliselerinden.
Şimdilerde cami, yine de olağanüstü güzel.
Harikâ bir Roma mimarisi...
Korunmuş, tüm ihtişamıyla ziyaretçilerini beklemekte.
Az yukarıda Mozaik Müzesi...
Her bir köşesi sanat eseri...
İki bin yıllık...
O taşlara dokunmak sanki zaman tüneli.
İnsan kendini saray bahçelerinde buluyor...
Tanrılar eşlik ediyor gezinize...
Zeus, Ares, Afrodid; hepsi ordalar.

Bugünlerde Aya İrini yalnız...
En iyisi hemen dibinden Arkeoloji Müzesi'ne sarkmak.
Restore ediliyordu, son hâlini merak ediyorum...
Bir kez daha Sümer tabletleriyle buluşmak iyi fikir...
Arkadaşım Asuman da Türkçe'ye çeviriyordu...
Müze çalışanı...
Bakalım Mezopotamya'dan yeni haberler var mı?

Zaten ömür dediğiniz ne ki...
Benimki de gezmeyle, görmeyle geçiyor.
Sakın şikâyetçi olduğumu sanmayın.
Tarih sevdası işte...
Geçmişe ait ne varsa temas etmeyi büyük zenginlik sayıyorum.
Keşke gençlerde becerebilse.

Geçenlerde edebiyat öğretmeni bir kızımızla tanıştım.
Arkadaşımın sahibi olduğu Fen Bilimleri Okulları'nda çalışıyormuş....
Sait Faik, Hüseyin Rahmi derken Adalar'dan söz ettim.
"Hiç gitmedim" dedi...
Şaştım kaldım!
Sonra düşündüm; RTE bu kadar kolay başarıya nasıl ulaşıyor?
Hem de on üç yıldır?
Sorun biz de mi, yoksa siyasetin doğasında mı?
Ne yalan söyleyeyim, gönül rahatlığıyla cevaplayamadım.
Belki gerekçelerini sizler biliyorsunuzdur...
Öyleyse lütfen yorumlayın...
En azından gelecek kuşaklar, yarınlar için!

Hiç yorum yok: