bir şair vardı, öğretmen

27 Kasım 2015

Selâm olsun!

Macit CÜNÜNOĞLU










Söze ülkemiz sıkıntılı ve zor günlerden geçiyor diye başlayacağım,
ama hangi günümüz sıkınıtlı ve zor değil ki...
Özellikle son on üç yıldır.
Hem içte hem dışta acayip politikalar sergileniyor.
Bir nevi adı konmamış despotizm.
Hele Rusya ile papaz olmak...
Ne haddimize?

Zaten Putin denilen zat-ı muhterem modern çar...
Demokrasisiz imparatorluk yönetiyor.
Bizimkinin de ondan aşağı kalır tarafı yok...
Bir farkla...
Putin dünya üzerinde kabul gören aktör...
Bizimki ikinci sınıf figüran, ABD'nin kayığına binmiş...
Ne rota ne ciddiyet...
Ortadoğu çemberinde savrulup duruyor...
Üstelik dünyaya rezil olma pahasına!

Yazık oluyor toplumun geleceğine...
Bu arada bir de TIR maceramız var.
Dokunan yanıyor.
İster asker ol ister savcı...
Hatta gazeteci...
Bil ki kelle koltukta.
Ancak mevzuu hassas...
Ucu IŞİD'e çıkıyor!

Tutuklanmış Can ile Erdem...
Cumhuriyet'ten...
Neymiş; TIR'ları haber yapmışlar...
Büyük suç, anında Silivri Toplama Kampı!
Ah canım ülkem...
Her geçen gün sen de yaşamak zorlaşıyor...
Tabii başı dik durana.
Yalaka takımına zaten hayat hoş...
Hani derler ya,
"susma susma, sustukça sıra sana gelecek."
Aynen öyle...
İsyan geleneği olmayan toplumların kaderi...
Ezilmek, sürünmek!

Evet, memleket çoktan bölündü...
Yeni adıyla: Saraylılar ve karşı duranlar.
O da üç parça.
Türkçülerin ki kuyrukçu...
Kürtçülerin ki demokrat görünümlü aşiretçi...
Geriye kalan M. Kemal mirâsı...
İlkesizce tepe tepe kullanılan!

Dolayısıyla bir avucuz....
Bağımsız, özgürce düşünen.
Dertlerimiz, kaygılarımız var.
Arzularımız insani değerlerle yaşamak...
Evrensel boyutta, dünyalı olarak sonsuzluğa göçmek...
Keşke başarabilsek.
Bir de zeybek eşliğinde toprakla bütünleşebilirsek...
Selâm olsun üzerimizdeki çimenlere...
Uçan kelebeklere...
Teselli ikrâmiyemizdir o zaman!

.

Hiç yorum yok: