bir şair vardı, öğretmen

16 Kasım 2015

Güneşi beklerken...

Macit CÜNÜNOĞLU

 

 
 
Fransa, sanatın kültürün vatanı...
Edebiyatın, resmin, tiyatronun...
Bir de 1789 Devrimi'ni ekleyin...
İnsanlık tarihini aydınlatan güneş...
Şimdi ağlıyor.
Çok değil, bu yılın Ocak ayında Charlie Hedbo dergisi basılmış...
11 cana kıymışlardı.
Bütün dünya ayaklandı, insanlık Paris'e aktı.
Görkemli bir cenaze töreni düzenlenmişti...
Dünya yöneticileri kolkolaydı...
Verilen mesaj güçlüydü ; 
"teröre karşı beraberiz."

Aynı belâ Suruç'ta karşımıza çıktı...
Giden 34 fidan...
Sonra Ankara...
Barış mitinginde canlı bombalar patladı...
Kan, kan, kan...
Bilanço: 102 can...
Ağlıyor ülkem...
Fakat yalnızız.
Birkaç kuru mesaj...
Haber yapmak yasak...
Toplu cenaze töreni yasak...
Devlet kalabalıklardan korkuyor...
Yangından mal kaçırılır gibi cesetler kaçırılıyor...
Aynen Soma'da olduğu gibi!

Mesele artık IŞİD olmaktan çıktı...
Gerekçe din de değil.
Mesele insanlık sorunu...
G20 zirvesiyle çözülemeyecek kadar ticari ve siyasî.
Katı bir şeriatla yönetilen Suud kralıyla aynı masaya oturmak...
Özgürlükleri, barışı, insan haklarını konuşmak...
Ne kadar doğru?

Evet, çağımız ikiyüzlülerin maskeli varlıkların çağı.
Ortadoğu=Petrol...
Bu kadar basit mi?
Hani insan, hani yaşama hakkı?
Ayrıca Arap Baharı'na n'oldu?
Kar mı yağdı insanlık ideallerine?

Geçiniz bunları efendim geçiniz...
Antalya'da bir şov yaşanıyor...
Ev sahibi biziz.
Demokrasi yalan...
Hukuk yalan...
Ortadoğu'ya transit servisimiz var...
İçinde silahlar olan!

Ağla Fransa ağla...
Bizde ağlıyoruz.
İnsan her yerde insan...
Tek bir farkla...
Sizler dünyalı...
Bizler Anadolu'yuz...
Sultan tarafından yönetiliyoruz...
Arap'a hayran, Arapça'ya kurban...
Bir tuhaf ülkenin vatandaşlarıyız...
Makus talihini yenemeyecek kadar çaresiz...
Bitkin ve küskün...
Doğacak güneşi beklemekteyiz!

Hiç yorum yok: