bir şair vardı, öğretmen

01 Temmuz 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
01/07/2014 07:44

    Kemal Tahir'in izinden...

A+
A-
Dün Kemal Tahir Kütüphanesi’ndeydim.
Pendik’te, eski bir köşk restore edilip kütüphaneye dönüştürülmüş.
AKP’li belediyenin hizmetlerinden, açılış tarihi: 2008 – Kitap sayısı: 17 bin.
Bahçesi de güzel, yaz sıcağına rağmen yüksek çam ağaçlarının
oluşturduğu koyu gölgeler insana rahat nefes aldırıyor.
İstanbul’da ilk kez bir kütüphaneyi dolu gördüm, tabii ki çok sevindim.
Hemen hemen bütün masalarda genç ziyaretçiler…
Bilgisayar da var ama bulunduğum süre içinde itibar edene rastlamadım.

Asıl üzerinde durmak istediğim konu kütüphanenin ismi vesilesiyle
Kemal Tahir ustamız, büyük romancı, hatta bir numara.
Aferin AKP’ye, ne iyi etmiş de bu adı kullanmış…
Lâf aramızda, bizimkiler olsa akıllarına gelir miydi veya gelse bile
“Atatürk”, “Nazım” gibi marka değeri yüksek şahsiyetlerden Kemal Tahir’e
sıra düşer miydi?
Hiç sanmam ama yine de günahlarını almak istemem!

Evet, gelelim Kemal Tahir’in romancılıkta neden bir numara olduğuna…
Hemencecik cevaplayayım, elbette bence…
Birincisi; bu toplumu iyi tanıyor, âdeta röntgenini çekmiş…
İkincisi; orijinal, şabloncu görüşlere, basmakalıp ideolojilere yüz vermemiş…
Dolayısıyla romanlarında sağlam karakterler yaratmış…
Çağını sorgulayan, köklerini reddetmeyen, hepsinden önemlisi de tepeden
inmeciliğe prim vermeyen!

O nedenledir ki bazı aydın çevrelerce yıllarca taşa tutulmuş…
Vay efendim; “Marksizm’e nasıl yan bakarsın?”
Hakikaten olacak iş mi?
Donanma davasından (1938) Nazım’la beraber mahkûm ol (15 sene)…
Ondan sonra da ithal reçetelere kafa tut!
Ayrıca Osmanlı’yı önemse, yarattığı şaheserlerle de T.C. ile köprü kurmaya çalış…
Bir de “Esir şehrin insanları”nı, “Yorgun Savaşçı”yı kaleme al…
Hâlbuki edebiyat o devirlerde aydınların tekelinde ya da devletin…
Örneğin Halk Evleri, Köy Enstitüleri…
Bu kurumları halk mı kurdu?
Elbette devlet, aydınların desteğiyle halkını aydınlatmak isteyen devlet…
Eee, “e”si var mı, tüm bu olan bitene Kemal Tahir toptan karşı!

Ve bu Usta, bugün AKP’nin sıkça kullandığı enstrüman…
Ne Marksistliğine değinilir ne komünistliğine ne mahpusluğuna…
Varsa yoksa düzen karşıtlığına dayalı yürekli çıkışlarıdır.
Her daim de demagojilerine malzeme yaparlar…
Daha da ileri gidip kütüphaneye adını verirler…
Hepsine eyvallah!
Lâkin iş Kemal Tahir’in kahramanlarına gelince, AKP kurmaylarının
hiçbiri kendilerini o karakterlerde bulamazlar…
Çünkü yazarımız toplumcudur, dürüsttür ve halkı için ağır bedeller ödemiştir…
Öyle yalandan dolandan değil, üç dört ay hiç değil…
Babalar gibi yıllarca hapis yatmıştır; yazarak okuyarak mektuplaşarak…
Reklamsızca, kurnazca plânlar peşinde koşmayarak!

Evet, Kemal Tahir çağımızda bir kez daha keşfedilmeli…
AKP iktidarını daha iyi anlamak, kaliteli muhalefet yapmak için…
Ve bir kez daha masaya yatırılmalı “Devlet Ana”
Evrensel hukuk, adalet, insan hakları, özgürlük ve de EŞİTLİK için

Hiç yorum yok: