bir şair vardı, öğretmen

10 Temmuz 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
10/07/2014 09:41

       Cemaatlerin gölgesinde!

A+
A-
Dışardan nasıl gözüküyor bilmem ama içerden bakılınca
cemaatlere teslim olmuş bir Türkiye görüyoruz.
Yakışır, sanırım Ali Şen’in sözüdür: “Herkes bir gün Fenerbahçeli olacak!”
Olur olmaz, fakat gidişatı gördükçe herkesin bir gün cemaatçi olacağına kani oldum.
Nasıl mı vardım bu yargıya?
Müsaadenizle aktarayım: Malûmunuz musibete karşı cumhurbaşkanı adayımız
Ekmelettin İhsanoğlu…
Kulaklarımla duydum, çıktı televizyona: “Cemaatlerle işim olmaz, zaten onlar
kendi mecralarında akıp giden birer kültür yuvalarıdır!”

“Vay be, sende mi Ekmelettin?”
O nedenledir ki bu ülkeye Türkiye Cemaatler Cumhuriyeti demek yakışır!

Düşünsenize, bizimki de amma talih?
Çünkü arkasına düştüğümüz zat-ı muhterem bile karşı çıktığımız cemaatlere
sempatiyle bakıyor…
Dolayısıyla: “Son ümidim de yandı bitti, kül olup gitti.”
Biliyorum, benimkisi pişmiş aşa su katmak…
Lâkin şu vicdan meselesi yok mu, insanın içinin alamaması durumları…
Kader işte, sığınacak bir liman bulamamak!
Ne berbat bir vaziyet, zaten şansımız olsaydı padişahın kanatları altında yaşardık…
Takıldık muhalefetin peşine, üstelik en müzminine…
Yani CHP’ye…
Eşeğin kuyruğundan bin beter olduk…
Vazgeçtik uzamaktan, kısaldıkça kısalıp Beyaz Türklerin yakasına aksesuar olduk!

Bu arada hesap kitap da yaptık…
En yakıcı soru düştü aklımıza, sahi “kaç kişiyiz?”
Yüzde elliyi kafadan sildim, geriye kaldı yüzde elli…
Hadi, zorlayalım sınırları…
Yüzde 10 Kürt, yüzde 15 Türk milliyetçileri.
Eee, ya yüzde 25?
İşte bütün mesele, homojen olmayıp kaynayan kitle…
Ulusalcısı, Kemalisti, Alevicisi, Sosyal demokratı, Sosyalisti, Komünisti…
Açıkça ifade edeyim, ben bu yapıdan sıkıldım…
Daha doğrusu özgür benliğim aidiyet duygularıyla kuşatılmaktan perperişan oldu…
Öyleyse…
Bu saatten sonra serseri mayın gibi dolaşmaya devam…
Akıl süzgecimden geçmeyen her davranışa her eyleme HAYIR diyebilme özgürlüğü…
Yaşasın, nihayet çıkış yolunu da buldum!
Karşınızda nihilizmle harmanlanmış felsefi ANARŞİZM!
Felsefi diyorum; bu yaştan sonra topla tüfekle silahla işimiz olmaz…
Derdimiz sadece ve sadece DEVLET…
Yaşanabilir bir ülke; bol oksijenli, bol güneşli…
Kısaca ılıman iklim, azınlığın haklarını kollayıp gözeten DEVLET!

Biliyorum, böyle bir düzen hiç olmayacak…
Bizimkisi ham hayâl, çünkü demokrasi denilen elastiki kavram iktidarların
fıtratına göre değişir…
Örneğin bizde dinsel ideolojilere, mollalara, cemaatlere hizmet eden enstrüman…
Batı diyarlarında ise insan odaklı zurna…
Ki oyunu kurallarına göre oynamayanları sık sık uyarsın…
En son Sarkozy vakasında görüldüğü gibi de sisteme asla Fransız kalınmasın.
Hadi bakalım Ekmelettin Abi, bu durum muvacehesinde senin de yolun
açık, gazan mübarek olsun

Hiç yorum yok: