bir şair vardı, öğretmen

10 Ağustos 2011

Nereden nereye...

 



40'lı yıllarda Amasya...
Yeşilırmak kenarında vatandaşlar Cumhuriyet bayramını izliyorlar.
Ya günümüzde, 21.yüzyılda?..



40’lı yılları düşünüyorum da, ilk beş yılına II.Dünya Savaşı damgasını vuruyor…
İkinci beş yılına da “Soğuk Savaş” sürecinin hazırlıkları.

Türkiye şaşkın, beynamaz kalmış savaş döneminde. Bir taraftan saldırmazlık
anlaşması imzalamış Nazilerle, olabildiğince desteklemiş Almanları…


Diğer taraftan savaş sonrası kaybedenler kulübünün fahri üyesi olması nedeniyle
kuzeyden sert esmeye başlamış rüzgârlar.

Stalin bastırmışta bastırmış… Ağır diyetler ödemesine inanmış ülkemizin.
Kafasında kırk tilki dolaşan İsmet Paşa, kuyruğu kaptırmamak için
anında zıplamış ABD’nin şefkât dolu kucağına.

Önce Kore testinden başarı ile(!) geçen ülkemiz, NATO üyeliğiyle taçlandırılmış!
Ve o gün bugündür, 40’lı yılların ürünü olarak yer alıyoruz tarih sahnesinde.


Milliyetçiliğin daniskasının, siyasal dinciliğin en kralının temelleri o yıllarda atılmış,
meyvelerini bugün yiyor halkımız doya doya.

Ya yukarıdaki fotoğraf?..
On bin kûsur nüfuslu küçük Anadolu kentinden kalan hoş bir nostalji...

Mercek altına aldım, çarşaflı-turbanlı-şalvarlı göremedim…


Bugün ise tartışıyoruz Yeni Şafak yazarı Hayrettin Kahraman’ın orijinal fetvalarını…
Diyor ki zat-ı muhterem Hoca; “Bazı laiklerden rahatsız oluyoruz, tiz zamanda gereği yapılsın”
ve lütfedip ilâve ediyor; incitmeden, üzmeden gettolara kapatılsın!..


İşte böyle canım Türkiyem, “Nereden nereye?”

.


Posted by Picasa

1 yorum:

Hakkı Doğrusöz dedi ki...

Bir ülkede soylu bir burjuva sınıfı olmazsa köylülüğün yaşam biçimi, düşüncesi hakim olur hayata... Siyasilerinde canına minnet, nasıl olsa oy çokluğu onlarda. Dibine kadar dinsel inançları sömürdüler yıllarca!