bir şair vardı, öğretmen

06 Ağustos 2011

İlk deneme ve "Merhaba"

Ayasofya önlerinden "Merhaba"
İnsana özgü en keyifli işlerden biride yazı yazmak olsa gerek.
Ama hangi konuda olursa olsun.
Yeter ki derdini, meramını doğru dürüst ifade et.
Sade ve anlaşılır, salt edebiyat yapacağım diye
kendini kasmadan, bırak o işleri ustalar yapsın lâkin yazı olsun.

Herkes resim yapar ama aralarından ressam az çıkar.
Zaten tuvalin karşısına geçip her fırça tutan
sanatçı olsaydı, elini sallasan ressama değerdi...
Ve işinde boku çıkardı!
Yazı da öyle değil mi?

Düşünsenize çağımızı, ne kadar çok köşe yazarı var...
Dilerseniz yazar da demeyelim, bence köşe yazıcısı tanımı daha doğru.
Elbette yazsın insanlar, kendilerini ifade etsinler...
İster acemice, ister ustaca.

Ancak çoğunun takındığı tripler yok mu,
-büyük yazarım edasıyla- işte bu durum fena, hem ülkeye,
hem de toplumun başına bela.

Tanrı her konuda olduğu gibi yazarın sahtesinden korusun,
halisini nasip eylesin insanlığa... Amin.
.

2 yorum:

Mustafa KIMIL dedi ki...

Ecmain...

Bu memlekette, halis yazar da en az halis zeytinyağı kadar zor bulunur usta!

SAygılarımla... M.Kımıl

Mustafa Gerçek dedi ki...

Yazarın halisini bulmak için
yaşamına bakmak lâzım...
Yazdığı gibi yaşıyor mu?
Ne zor iştir düşündüğüne
uygun yaşamak!
Bu kural yalnız yazar için değil,
hayatlarını ibretle izlediğimiz
şahsiyetler için geçerli değil mi?