bir şair vardı, öğretmen

11 Ağustos 2011

Arapların Demokrasisiz Dünyası!


II.Dünya Savaşı sonrası ülkemizdeki gelişmeleri mercek altına
alınca bizde az buz Ortadoğulu değilmişiz!
Elbette askerî darbeler anlamında.
Açılışı 27 Mayıs yapıyor ve askerimiz ilk kez millî oluyor…

O tarihten günümüze elli yıl geçiyor, maşallah ordumuz ben kendimi bildim bileli sahada…
Ne seyirci tanıyor ne de hakem, bilek gücüyle önüne geleni deviriyor.
Yeter ki konjonktür denilen kâfir arzulanan zemini hazırlasın, gerisi kendiliğinden
geliyor. Yalnız hakkını yemeyelim, şimdilerde biraz kan kaybetse de yine mihrap
yerinde. Öyle –birileri dedi diye- kışlanın yolunu tutacağa benzemiyor.

Nerden mi aklımıza geldi bu konu?
Başta dedik ya, Ortadoğululuktan… Daha o devirlerde Ergenekon-Balyoz filân icat edilmemiş…

27 Mayıs darbesi dahi tatmin etmiyor Albay Aydemir'i!
Efsanevî Binbaşı Gürcan’ı da yanına alarak iki kez şansını deniyor, ancak nefesi yetmiyor…
Ve sonuç; bilinen hazin son!

Olan da binin üzerinde Harp Okulu öğrencisine oluyor, savruluyorlar dört bir tarafa.
Şimdi bakıyorum da Ortadoğu’nun darbeci diktatörlerine…
Alayı Nasır geleneğinden gelme. Bin Ali’sinden Mübârek’ine,
Gaddafi’sinden Saddam’a, Esad’a kadar uzanan bir silsile!

Hepsinin ortak özelliği halkını çok seviyorlar, fakat ne hikmetse demokrasiyi hiç mi hiç sevmiyorlar!
Cumhuriyetlerinin tepesinde onlarca yıl oturmayı fazilet, halkın üzerine tankları sürdürmeyi Devrim Muhafızlığı sanıyorlar.

Bizim memlekette de böylesi numaralar oluyor ama olağanüstü dönemlerde sallandırıyorlar üç-beş kişiyi, süründürüyorlar on binlerceyi, lâkin ilânihâye iktidarda kalmıyorlar.
Eh, o kadarcık olsun, ne de olsa ülkenin kuruluş hamurunda M.Kemal var…

Padişahlığa, saltanata kafa tutan, paşalık üniformasını
halkının kurtuluşu için gözünü kırpmadan yırtıp atan…

Bugünlerde basında çarşaf şarşaf Beşar Esad fotoğrafları yer alıyor, üstelik mareşal rütbesiyle!..
Demek İran dostu, Hizbullah hamisi yavru Esad mareşalmış da bizim haberimiz yokmuş…

Peki bizim “One minute”un rütbesi ne?
Dile kolay, uzunca bir süredir Fatih diye anılıyor Ortadoğu’da…
Her neyse, Somali dönüşü öğreniriz!

Fakat Kaddafi oyun bozanlık yapsa da, sevgili Beşar Esad’ımızı bekliyor acı final.
Kim bilir, belki Üsküdar Emniyet mahallesine taşınıp Fatih’in kanatları altında yaşayacaktır,
ömrünün sonuna kadar!



1 yorum:

Ayşe Gerçek dedi ki...

Kabul, Araplarda demokrasi yok... Ya bizde?
Hatta o kadar şeffaf bir toplum olduk ki, dinlenmeyen kalmadı.
Bir de iktidara "gözünün üstünde kaşın var deyiniz", görün başınıza neler gelecek!
Ve tüm olan bitende "İleri demokrasi" diye pazarlanacak...
Ah, mahkûm olduğumuz sistemin adını bir koyabilsek...
Onada liboşlar izin vermiyor.

15 Ağustos 2011 19:57