bir şair vardı, öğretmen

30 Eylül 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
30/09/2014 09:09

       Nağmeler arasında...

A+
A-
“77 YAŞINDAYIM!”
Değerli Erol Çevikçe’nin Gazetemen’de yer alan geçen haftaki yazısının başlığı…
Dikkatimi çekti, altmış beş yaşın keyfini süren biri olarak bana epeyce uzak…
Hâlbuki halamın oğlunu tanırım, nadiren de olsa telefondan sesini duyarım…
Düşünen, yazıp çizen beyin, hayat ile bağları güçlü, bilhassa politikayla, CHP'yle…
Kimliği ile öyle torun torbaya karışmış pinpon dede fotoğrafı vermiyor…
Belki bilmediğim hobileri bile vardır, ne güzel duygudur kocamadan yaşlanmak!
Tanrı sağlıklı uzun ömürler versin çok sevip saydığım Erol Ağabeyime.

Geçenlerde paylaşmıştım, sevgili dostum Yüksel Keskin’i 74 yaşında yitirdik…
Biricik kankam Cemi-î Teomanlı’yı ise on üç yıl önce…
Sonsuzluğa göçtüğünde elli dokuzundaydı…
Nurlar içinde yatsınlar, ikisini de ne çok özlüyorum.
Ölüm işte, son nefes, herkesin gün gelecek parantezi kapanacak…
Mühim alan arasını nasıl doldurduğun…
Altın tepside sunulan hayatı kahve köşelerinde, camilerde tüketmekte var…
Bir de aşkla meşkle sevdayla sevinçle yaşamak…
Ama her şeye rağmen, özellikle tayyipli ülkede…
Tercih sizin…
Ben ki, ikinci yolun yolcusuyum, gezmenin tozmanın, nağmeler arasında
kalan ömrümün ilk gününü yaşama telaşı içinde…
Bir koşturma, bir heyecan…
Sanki yeni doğmuşum, geç kalmışım bir yerlere…
Yapacak çok iş var…
Meselâ beşinci evlilik, neden olmasın?
Zindelik, tazelik; yeter ki doğru adresle buluşulsun…
Şaka şaka, aman yazdıklarımı sonuncu hanım okumasın!

İşte bu duygular içinde abim Adnan Cününoğlu’nun peşine takılıyorum…
O da bakamadı kendine, bugünlerde tekledi…
Ah o sigara denilen meret yok mu?
Yüksek düzeyde alkol de cabası…
Elinde udu, zaten musikide hocaların hocası…
Gönül işleri hareketli, nerde akşam orda sabah…
Hoş, ben de “Atam izindeyiz” ilkesine bağlı kalarak aynı hayatı yaşadım…
Tek ayrıldığımız nokta, iflah olmaz solculuğum…
O da benim ekstram olsun, dokunmayın lâf etmeyin…
Zaten bir b.ka yaramadı, biz kıçımızı yırttıkça kafirin oyu yükseldi…
Neyse, şimdi yine girmeyelim siyasete!

Efendim, dün Erenköy’deydik…
Kazım Karabekir Kültür Merkezi’nde.
K.K. Paşa’nın kızı Timsâl hanımefendiyle tanıştım.
Apartmanın alt katını (büyükçe bir salon) sanata, kültüre tahsis etmiş.
Tam bir dost meclisi, katılımcıların yaş ortalaması ben…
Büyükler çoğunlukta, tek tük gençler…
Zarifler, kibarlar, musikişinaslar.
Seksenlik deniz albayının elinde keman ağlıyor…
Ney’i söylemeye gerek var mı, âdeta damar…
Ud, klarnet, kanun, ritm…
Bülbül sesli hanendeler…
Sanki cennetteyim…
Yoksa on sekizinde miyim?
Desem de inanmayın; sadece ara gazı, can suyu…
Herkes kendini bilir…
Zaten solculuğumuzdan eser kalmadı, karaya vurmuş carette misâli
dolaşıyoruz ortalıkta…
Öyleyse ricam olur, “Tanrım beni baştan yarat!”

Hiç yorum yok: