bir şair vardı, öğretmen

02 Eylül 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
02/09/2014 08:32

                    Şiirin Rüyası

A+
A-

Popüler kültürle ilgilenip bir yıl sonra yazmak ayıp,
ama varsın olsun, en azından sanata saygıda kusur etmemiş oluruz.
Yılmaz Erdoğan’ın Kelebeğin Rüyası filminden söz ediyorum.
İzlemek dün geceye nasip oldu…
Ve etkilenmek bir yana, derinden sarsıldım.
Tek kelimeyle harika, eli yüzü düzgün dört dörtlük bir başyapıt.
Aferin Yılmaz’a, gerçek anlamda Oscar’lık bir iş çıkartmış.
Keşke bütün yerli malı filmlerimiz bu derece başarılı olsa.
Şiirin anavatanından beyaz perdeye hediye edilen şaheserler…
Dedim ya, müthiş, her yönüyle hayran kalınan ustalık ürünü…
Tayyip’e yılışmalarından dolayı soyaddaştan epeyce
soğumuştum ama tekrar gönlümde taht kurdu…
Karşılaştığım ilk anda gözlerinden öpeceğim!

Film İkinci Dünya Savaşı koşullarında Zonguldak’ta geçiyor.
Madenci kentimizde, veremli iki genç şairin dramatik öyküsü.
Dostları ünlü edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil.
Sımsıcak ilişkiler, kardeşçe paylaşımlar, yoldaşça dayanışmalar…
Bugün unuttuğumuz insanî değerlerin tümü…
Yalın sevdalar, mektuplaşmalar ve kaybolan şiir…
Yanılıyor muyum yoksa, son yıllarda şiirleri kitaplaşan bir sanatçı hatırlamıyorum.
Başka bir yöne savruldu edebiyat…
Piyasada üç beş yazar, bolca reklâm, kısaca marketing tezgâhı!
Çağımız işte, kalitesizliğin değer bulduğu savrulmalar…
Siyasette öyle değil mi?
İş başındakilere bakın, ne kadar haklı olduğumu göreceksiniz.

Evet, bu dünyadan niceleri gibi iki şair geçmiş…
Bizden birileri, bu topraklarda yaşamış.
Adları Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip Uslu.
Öldükleri yaşlar yirmi iki ile yirmi altı.
İnce hastalıktan, sersefil süren hayatlar…
Ne kitaplar yazar, ne ansiklopediler…
Şiirleriyle birlikte göç etmişler sonsuzluğa…
Bir de derler ki “kefenin cebi yok”
Var işte, ölümün sırlarında gizlenen mısralar…
Ahirette işe yarar mı?
Bilmem, belki melekler okur dinler.

Her zaman iddia ederim, sanatın tadı başka…
Hele hele de şiir severseniz…
Aspirini keşfetmişsiniz demektir.
Ne zaman başınız dara düşse, yüreğiniz sıkışsa…
Sığının şairin dünyasına, emin olun o kucak sizi karşılıksız bırakmaz.
Sarar sarmalar…
Bazen gözyaşı olur bazen hüzünlü bir sevinç.

Öyleyse Kelebeğin Rüyası’dan esinlenerek yad edelim değerli Behçet Hocamızı…

SENİ YAŞAMAK

Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü.
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü.
Ve aşkım, seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum.
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece.”

Hiç yorum yok: