bir şair vardı, öğretmen

20 Eylül 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
20/09/2014 09:52

        Dostumun ardından...

A+
A-
Arayan kırk yıllık dostum Aybars’tı…
Yüksel’in ölüm haberini verdi.
Demek ki koca bir çınar daha aramızdan ayrıldı.
1940 doğumluydu, en son bayramda görüşmüştük.
Sesi yorgun geliyordu, her zamanki şen kahkahalarını duyamamıştım.
Dört kolluya yapıştığını hissettim…
Ve beklediğim sonuç geldi, dün toprağa verildi.

Ah zaman!..
Dün, bugün, yarın!
Geriye dönüp baktığımda ne çok şey yaşamışız…
Her anımız bir macera, bir mücadele, bir kavga…
Aslında ne kadar da yorucu…
Ancak kimsenin şikâyeti yok…
Devrim yolunda ilerleyen isimsiz kahramanlarız!

Acaba?
Yolumuzu gözleyen çoluk çocuk eş…
Ya analarımız?
“Ana yüreği” boş yere mi söylenmiş?
Neyse, o yılları hatırlayınca bir burukluk, bir hüzün gelir oturur…
Yüreğimin tam orta yerine!

Yüksel Keskin soyadı gibi sert bir sosyalistti.
Ankara Üniversitesi Dil Tarih mezunu…
Eşi Esin Hanım Uşaklıgilzadelerden…
M. Kemal’in ayrıldığı Latife Hanım’ın akrabalarından…
O da can yoldaşıyla aynı yaşta…
Davamıza omuz verenlerden…
En önemli özelliği “kan kustum kızılcık şurubu içtim” diyen türden…
Aristokrat ruhu taşıyan gerçek bir asilzade.

Evet, su gibi akıp giden hayat!
Bir dostumuz daha göç etti sonsuzluğa.
Düşünüyorum da, zaman mı hızla ilerliyor yoksa biz mi hızlı koşuyoruz?
Bu telaş niye?
Tamam, ideallerimiz hüsranla sonuçlanıp ideolojilerimiz yenik düştü…
Yoruldu kalpler, bedenler, gönüller…
Ya aşk, ya yaşama sevinci?
Ne demiş şair: “Yeter ki kararmasın sol memenin altındaki cevahir”
İşte hayata tutunmak bu kadar basit!

Herhalde bütün mesele küçük mutlulukları keşfetmek…
Sonrası kolay, kentin kalabalıklarına karışıp yalnızlaşmak…
Sevgiliyle buluşur gibi tarihin sırlarla dolu ruhuna teslim olmak…
Yeniden insanı tanımak, ama önyargısız sade namusluca…
Uzaklardan gelen müziğe kulak kabartmak…
Deniz kenarında, meselâ Salacak’taki balıkçı barınağında şarap içmek…
Telefondaki bir sese yüreğiniz de hopluyorsa…
İnadına sürmez mi hayat?

Ah Yüksel Abi ah!
Erken terk ettin bizleri.
Kariyerist seni, önde gitmeyi hep sevdin…
Fakat ölüm bu, şaka mı…
Erteleyemez miydin randevunu?
Her nerde isen yine de bekle…
Elbet bir gün buluşup mücadelemize kaldığımız yerden devam ederiz…
Bakarsın melekler inanır onurlu kavgamıza!
Güle güle dostum, arkadaşım, yoldaşım…
Değerli insan, seni ölene kadar asla unutmayacağım.

Hiç yorum yok: