bir şair vardı, öğretmen

30 Ağustos 2012

Mozart'ı keşfetmek...

Macit CÜNÜNOĞLU

  

 
 
 

Milos Forman tarafından yönetilen Amadeus filmi müthişti.
1984 yapımı, 8 dalda Oscar kazanmıştı
Mozart ile Salieri’yi anlatıyordu, 18. Yüzyıl bestecileri.

Peşinden Nadir Nadi’nin “Dostum Mozart” adlı kitabı çıktı, 1985.
Nadi olağanüstü sadelikle dostunu anlatıyor; tanışmasını, gelişmesini, derinleşmesini…
Ve kemanını, müzikle çıktığı yolculuğu!

Babası Yunus Nadi, M.Kemal’in yakın arkadaşı, Cumhuriyet gazetesinin kurucusu.
Çiçeği burnunda ülkenin sesi!
Baba popüler kültürün yakın takipçisi, evladının keman çalmasını istiyor...
Keman hocası Profesör Karl Berger’le buluşuyor oğul Nadi, yaş: 16
Dersler sıkıcı, sevimsiz… Öğrenci yeteneksiz, akıl başka yerde…
Ta ki Mozart’la tanışıncaya, “si bemol majör (K.378) piyano-keman sonatı”nı
çalıncaya kadar.
Ve aşk başlıyor, Nadir Nadi ustalaşıyor, bir kemancı olarak dostu Mozart’la yaşıyor…
Sonsuzluğa ulaşıncaya kadar!

Bizim kuşak “Klasik Batı Müziği”ne burun kıvırmıştı…
Çokbilmiş tavrımızla; “n’olacak, burjuva sanatı” diyerek küçümsemiştik.
Ne zaman ki duvarlar yıkıldı, beyinsel dokular özgürleşti…
Yeryüzü lezzetleriyle buluşuldu tek tek.
Yeniden keşfedildi sanat, başta klasikler.

Bu değerlerin başında Beethoven gelir, doruğudur müziğin…
9. Senfoni başyapıttır, sağır bir insanın yarattığı eşsiz zirve.
Peşinden Mozart, 36 yaşında son bulan hayat…
Cesedi kimsesizler mezarlığına atılan…
Ancak yüzyıllardır parlayan yıldız, evrensel güneş…
Adı: Wolfgang Amadeus Mozart, sanatseverlerin yüreğinden silinmeyen deha.

Amadeus” filmi Mozart ile çağdaşı Antonio Salieri’nin ilişkilerini anlatır…
Kıskanç, kötü kalpli saray müzisyenin akıl almaz entrikaları, sanırsınız Bizanslı…
Lâkin çözülür finalde Salieri, Mozart ölmüştür, “Reguiem” önünde durur…
Sarsılır beste karşısında, notaları okur, keman seslerini duyar…
Çöker çıldırırcasına, fakat perde kapanmış ışık sönmüştür.
Ölüm Duası” ölümsüzdür artık.

Otuz altı yıla sığan 600 kûsur eser…
Dünyanın dört bir tarafında seslendiriliyor, sahneleniyor…
Hiç büyümeyen bestecinin insanlığa armağan ettiği şaheserler.
Saf, temiz, yoksul, hasta Mozart
Aşkları, heyecanları, sevinçleri, doğallığı inanılmaz…
Beş yaşında alkışlanır, sarayların ele avuca sığmaz afacanıdır!

Silgisiz yaşamıştır, portreye koyduğu notalar yer değiştirmez…
Duyduğu sesleri otomatikman kayıt eden beyin…
Doğanın lûtfu, kulaklarıyla hisseden eşsiz varlık…
Üretken, yaratan…
221 yıldır dinlemeye doyulmayan, mekânı dâhilik mertebesi.

İnsan ruhunun yoldaşı…
Okyanuslar kadar zengin…
Derinliği ölçülemez…
Yeter ki derinleşsin dostluklar.

1908 doğumlu Nadir Nadi on altı yaşında başlamış arkadaşlığa…
Ve yaşadığı aşk öylesine zengin ki;
Mozart’ın müziğini ruhunda hissetmeyen anlamaz.

O nedenledir ki “Dostum Mozart” kitabında;
Klasik Müzik” dinleyicilerini “mutlu azınlık” olarak ifade eder…
Ne dersiniz, haksız mı?


www.gazetemen.com
 

Hiç yorum yok: