bir şair vardı, öğretmen

21 Ağustos 2012

Macit CÜNÜNOĞLU

  Acıyla yoğrulan bayramlar!


Bayramın ruhu ülke gündemini değiştirmeye yetmiyor…
Ne siyasetin çenesi duruyor ne terör…
Her şey bildiğimiz gibi, son gaz devam.
Bazı alışkanlıklar öylesine yerleşmiş ki, üç günlük tatil bile derman olmuyor!


O nedenledir ki Antep katliamının izahı zor…
Şemdinli Dağlıca Çukurca Şırnak’ın da…
Otomatiğe bağlanmış ölüm haberleri…
Sayılar azsa hüzünlü sevinç, çoksa katmerli keder…
Fakat değişmeyen netice, periyotları belirlenmiş yıkımlar giden canlar.

Ülkenin orta yerinde alev topu, çığ gibi büyüyen…
Yetmiş bine dayanmış Suriye’den gelen…
Kritik eşik 100 bin(miş), öyle diyor İsmet Berkan…
Olgunlaşma sınırı, Esad’ın ölüm fermanı!

PKK iştahlı, dişe diş göze göz…
Vurursan vururum prensibinden hareketle barış o kadar uzak ki!
Evet, nereye gidiyor ülke?

Bazılarına göre her şey yolunda, doğru belirlendi rota…
ABD’nin çıkarları doğrultusunda bas gaza…
Ne dersiniz?
İzlenen stratejiler bu kadar basit mi?

Sınırlarımızda on binlerce insana kucak açmak…
Kaosun ateşinde debelenen Ortadoğu’ya balıklama atlamak…
Daha da önemlisi taraf olmak; Hizbullah’ın, İhvan’ın, Hamas’ın saflarında…
Karanlık ve kanlı geleceğin habercisi değil mi?

Tesadüf mü Antep?
Asker sivil çoluk çocuk fark etmez…
Çok bilinen gerçektir; “Kurşun adres sormaz”…
Çünkü mayının, bombanın mayasıdır kalleşlik!

Ağlaşalım bayramın son günü, lânetliyelim terörü…
Sekiz canı uğurlayalım gözyaşları içinde…
Kan ağlıyor komşumuz, yetmiş bin misafir…
Ordular kuralım, adı: “Özgürlük”…
Ya ülkemiz?


Alev topu duruyor orta yerinde, çığ gibi büyüyen…
Tırmanıyor milliyetçilik ırkçılık dincilik cemaatçilik…
Uygarlığın beşiği, güneşin doğduğu topraklarda kara bulutlar dolaşıyor…
Ne iktidar farkında ne muhalefet!

Kahrolası oy uğruna satılığa çıkmış memleket…
Haydarpaşa’sıyla, Galata’sıyla, Boğaz’ıyla…
22 kilometrelik metro pazarlanıyor devrim diye…
Sanırsınız asrın icadı, insanlığın kurtuluş formülü…
Utanmasalar Nobel’e aday gösterilecek!


Yapın hesabınızı bakalım…
Yerel seçimler önümüzdeki yıl…
Kapanın elinde kalacak belediyeler…
O’ndan sonra başkanlık seçimi…
Padişahın taht'a çıkma merasimi…
En son genel seçimler, ileri demokrasinin zaferi!

Ancak kan akıyor kan…
Daha çok akacak, durmayacak…
Ne kadar teşne olursanız boyunuzdan büyük işlere…
Elbet birileri çıkıp hesap soracak…

Yalnızzz…
Faturayı ödeyen yoksul halkımız olacak ki…
Dün de böyleydi bugün de….
Yarın daha beteri.
Acı ama tecrübeyle sabittir; böbürlenen padişahların sonu hüzünlüdür…
Tarih Baba’nın kitapları yazıyor…
Er geç “Barış”, “İnsanlık onuru” kazanacak.
Çağdışı krallar karanlıklarda kaybolacak!


www.gazetemen.com

Hiç yorum yok: