bir şair vardı, öğretmen

26 Ağustos 2012

Macit CÜNÜNOĞLU

  İnternetin nimetleri!

 
 
Altmış yaşımdan sonra bilgisayar sahibi oldum.
O da kızımın hediyesi, yalnız gerekçesi ilginç.
Çok okuyorsun baba, ayrıca çenen de durmuyor”,
Al sana bir laptop, ne hâlin varsa gör!

Ne dersiniz; bu sözler övgü mü sövgü mü?
Neyse, olumlu düşünelim, moda deyimle bardağın dolu tarafını görelim.
Lâkin o tarihten beri hakikâten az konuşup çok yazmaya başladım.
Demek ki evlâdın bir bildiği varmış, armağanı işe yaradı, kesin sonuç!

Gelelim yazı konumuza, asıl meramımız internet dünyasına.
Önceleri ürkektim, kıyılarda dolaştım, n’olur n’olmaz, açılıp boğulmakta var.
Flört tavlayla, her öğretmen gibi…
Bizim kuşağın kahve lokal kültürü fazladır.
TÖS (Türkiye Öğretmenler Sendikası) salonlarında oturdun mu partiye;
Türkiye de kurtulurdu maça kızı da!

 
Kısa sürede uzmanlaştım… (Övünelim biraz!)
Klavyede civciv gibi gezinmeye başladım.
Peşinden Facebook üyeliği.
Hâlbuki kesin kararlıydım, hiçbir yere üye olmayacaktım.
Çünkü 12 Eylül’ün aziz hatırası hâlâ gönlümde(!)…
Örgüt üyeliğinden yemişim on bir yıl, bi daha mı, tövbe!
Şaka bir yana, bizim CHP barajı geçemeyince (99 seçimleri)…
Vardım kapısına dayandım, dost acı günde belli olur düşüncesiyle…
Omuz vereyim moral kaynağı olayım dedim.
Fakat ne mümkün, ufak oy hesaplarından olsa gerek -hizip diye okuyun-…
Üye yapmadılar bu garibi, alsın başlarına çalsınlar partilerini!

Evet, Facebook’a dâhil olmamla birlikte okyanusa yelken açtım.
Meğer vakıf olmadığım ne çok şey varmış.
Mesela Bernard Shaw, severim kâfiri, bir trilyon lâf etmiş…
98 yaşında öldüğünü bilirim de, bu kadar veciz söz!

Aynı şekilde Mevlâna, bizdendir toprakdaşımızdır Konyalıdır…
Hemşerimiz sayılır, peki beş trilyon kelâm etmesi mümkün mü?
Bir de M.Kemal’imiz var ki, dilerseniz o mevzuya hiç girmeyelim…
Yaptıkları iyilik mi kötülük mü?
Çaya çorbaya limon misâli her konuda kullanmışlar!

En son gördüğüm ise: “Lider olunmaz doğulur” klişesi.
Doğrudur, M.Kemal çağının en önemli önderlerinden biridir…
Sevgimiz saygımız sonsuzdur, fakat kutsallık atfetmek niye?
Ayrıca böylesi tespitler M.Kemal’e yarar mı zarar mı getirir?
Biyolojik genlerde üstün insan aramaya çalışmak…
Akıllara zarar, ancak kime ne lâf anlatacaksınız ki?

 
Dikkât ediyorum Erdoğan hastaları da öyle, fanatikler.
Tanrının lûtfu” diyenleri bir kenara bırakıyorum…
Aklı başında yazar-çizer takımından hünkâra bir övgüler bir övgüler…
Sormayın gitsin, sanırsınız bin yıllık tarihimizin parlayan tek güneşi!
Bazılarının güzellemeleri öylesine geniş kapsamlı ki;
Şahin içinde, Davut başköşede, bulunmaz Hint kumaşı Fidan, sonuncusu zaten Özel…
Gördünüz mü tabloyu, insanın ağırına gidiyor…
Övenlerin yüzde doksanı soldan dönme!

Sağlık olsun, başlarsa yenilgiler yine dönerler.
Yeter ki iktidarın yörüngesini anlasın halkımız.
Nereye gidiyor Türkiye?
İzlenen dış politikaların KDV’si nasıl geri dönecek?
Bugünkü kanka, nasıl güveneyim sana?
Hiçbir zaman lâyık görmedin demokrasiye, çaktın üç buçuk darbe…
Asanda sen oyan da…
Allahın yok mu senin Tom Amca?

Bin Ali’ye, Mübârek’e, Kaddafi’ye kıydın…
Esad’ı aldın bekleme salonuna…
Bari bize acı, zavallı taşeronuna!

Not: Tanrı iyi ki interneti yaratmış…
Her türlü nimetten vazgeçerim, sanal dünyadan asla.
Teşekkür ederim canım kızım, Tanrı tuttuğunu laptop yapsın!


www.gazetemen.com
 

Hiç yorum yok: