bir şair vardı, öğretmen

25 Ağustos 2012

Martıların kanatlarında...


 

Martıların peşinden koşmak istiyorum
Kanat çırpmak, denizle aşk yaşamak.
Özledim seni İstanbul
Mağrurluğunu, yıpranmayan asaletini.

Sendin bizi baştan çıkaran…
Öğretmenimiz, laboratuarımız, bahçemiz, ormanımızdın.
Özgürlüğü senden öğrendik, sevdayı da.

Üniversitelerinde okuduk, fabrikalarında çalıştık…
Ya mahpushanelerin; dostluğun dayanışmanın en yücesiyle tanışdık.
Selâm olsun o yıllara, bu günlerde o kadar uzak, o kadar uzak ki.

Cami avlularında, mezarlıklarında dolaşıyoruz artık
İlerledi yaşlar, tek tek göç ediyor yoldaşlar.
Anılar yüreğimizde, vedalaşıyoruz hüzünle
Gözyaşlarımız akıyor sessizce.

Özledim seni İstanbul
Tapınaklarını bedestenlerini köprü altı meyhanelerini
Cahide’yle rakı içmiştim Beyoğlu’nda.
Sonku’luktan istifa etmiş arka sokaklara sığınmıştı.
Beden yorgun, saçlar ak, hatıralar zengin.

Daha kimler kimler…
Fakat bugünlerde en çok şadırvan başında musallanın yanındayım.
Birazdan çıkacağım evden, istikâmet hünkârımızın mabedi.
Ataşehir’de, adı: Mimar Sinan

Buluşacağız Sosyalist Metin’le
Son görev, sonsuzluğa bulutlara uğurlayacağız…
Emeğin sesi onurun timsâli
Daha nicelerini yolcu ettiğimiz gibi.

Özledim seni İstanbul
Yorgunluğunu yaşlılığını hüznünü
Kendimi özlediğim kadar.

Kavuşmak umuduyla
Bekle geliyorum, aç kollarını
Her zamanki sıcaklığınla dostluğunla sar beni, al içine
Kaybet derinliklerinde
Fatiha dua da istemem
Yeter ki nemli gözlerimi kurula.

Canım İstanbul
Sığınacağım tek liman
Merhametini sevgini benden esirgeme.                

 
Macit Cününoğlu

1 yorum:

Adsız dedi ki...

BÖYLE DOST DUYGULARI İLE GÖKYÜZÜNE UĞURLANMAK EŞSİZ İNSANLARIN EŞSİZ DOSTLARI SAYESİNDE OLUR HER İKİ YÜREĞEDE SELAM OLSUN