bir şair vardı, öğretmen

24 Ocak 2018

Amasya'nın bağları

Amasya'dan...










Ankara bağlarının adı çıkmış...
Oynak bir türküsü var.
Bir de Kalecik karası üzümü.
Doğrusu şarabı pek makbul.
Ya Amasya bağları?
Çocukluğumun cennet bahçeleri.
Pepe Kanilerinki mezbahanın az ötesindeydi.
Annesi aile dostumuzdu.
Belki de muhacirlikten.
Arada sırada gider zerdali ağaçlarına çıkardık.
Ne lezzet!
Vehbilerinki de (Kiper) yakındı.
Nefis incir ağaçları vardı.

Tabii bir dönemler memleketim bağlar, bahçeler içinde
bir kentti.
Mahalle aralarında bile meyve ağaçları vardı.
Örneğin Turan Dumluların (rahmetle anıyorum)
evlerinin az ötesindeki karadutun tadını hiçbir yerde
bulamam.
Hele Ziyere köyü, rakibi Yenice...
Kirazların en güzeli o topraklarda yetişir.
Şeftaliler, kayısılar ve elmalar.
Sanki doğanın Amasya'ya en büyük hediyesi.

Ya şimdi?
Çoğu yok olup gitti.
Tüm Türkiye'de olduğu gibi beton canavarı ülkeyi
 teslim aldı.
Yazık, çok yazık ama vahşilik insanın doğasında var.
Bir de üzerine görgüsüzlüğü ekleyin...
Yeşil mi tanır,  bağ bahçe mi!
Tabii ki özlüyorum...
Ve sıkça yazıyorum.
Amasya eşsiz bir kent.
Yalnızca tarihsel zenginliğiyle değil...
Sebzesiyle, meyvesiyle alameti farika.
Yalnızca sahibi yok.
Kurda kuzu teslim edilir mi...
Sağ politikalar canım coğrafyanın içine ettiler.
Yine de Amasya sevdalıları var.
Büyük bir sabırla ve samimiyetle...
Doğdukları toprakları kucaklamaya çalışıyorlar.

Macit CÜNÜNOĞLU

Hiç yorum yok: