bir şair vardı, öğretmen

11 Ağustos 2014

Macit CÜNÜNOĞLU
11/08/2014 07:19

        Güneş yeniden doğacak!

A+
A-
Dünyanın sonu değil, bu da gelip geçer.
On iki milyon oy kullanmayan seçmene de kafanızı takmayın…
Bence doğrusunu yapmışlar…
Ayrıca yüzde 74 katılım oranını da asla küçümsemeyin…
Demek ki necip halkımızın bu kadarı sandığa ilgi duymuş.
Hele hele bu saatten sonra CHP ile uğraşmak, Kılıçdaroğlu’na veryansın etmek;
doğrusu ya hem haksızlık, hem de şık olmaz.
Ne yapsaydı adamcağız; imkânsızı denedi, başaramadı…
Örneğin Baykal’ı aday gösterseydi kaç oy alacağını zannediyordunuz?
Taş çatlasın 10 milyon, o da yüzde 25’e tekabül eder.
Ekmel’le cazip bir sinerji yaratmayı denedi, ona da nefesi yetmedi!
Belki MHP ile çuvala girilemeyeceği konusunda gerekli dersleri çıkartmıştır…
Çünkü onların tabanıyla AKP’ninkiler aynı soydan…
Dolayısıyla 25 artı 15 kırk beş etmiyor…
Yüzde 38’e çakılıp kalıyorsunuz…
Ne diyelim, artık arif olan anlar!

Gelelim Yeni Türkiye’nin yeni dönemine…
“Seçmen işi ehline teslim etti(!)”, balkondan sesleniyor Sultan…
Yanında ithal malı bir yalaka, Asya’da bir yerlerde devlet başkanıymış…
Mikrofonu alıyor eline, bir övgü bir övgü…
Sanırsınız jöleli çocuğun yanında staj yapmış!
Neyse, insanlık tarihi nice zulümlere tanık oldu.
Hitler Almanya’sından, Stalin Rusya’sından, Humeyni İran’ından iyiyiz.
Ayrıca diktatörlük rejimleri altında inim inim inleyen Arap âlemiyle
uzaktan yakından ilgimiz yok…
Ne de olsa mayamızda Kurtuluş Savaşı, M. Kemal var.

Evet, “umut hep var”, var olmaya da devam edecek ilkesine sarılarak
hayatı en iyi şekilde sürdürelim…
Başka çare yok, bakarsanız gün doğmadan neler doğar?
Örneğin Sultan’ın ağır gölgesinden kurtulan iktidar partisi çatırdamaya başlar…
Neden olmasın, bir Paralelci operasyon…
17 Aralık’ın rövanşı niyetine…
Emin olun, bu işleri iyi bilir Pensilvanyalı…
Adam böcek yerleştirme uzmanı…
En özel sahneler, en mahrem görüşmeler…
Düşünsenize, yepyeni ufuklara yelken açar siyasî arena!

Bir de koltuk senaryoları var ki…
Başta başbakanlık makamı, ülkenin iki numarası, icranın güdümlü başı…
Peşinden bakanlıklar, lacileri çekmiş onlarca milletvekili…
Üç dönem kurbanları; ağlak kaşarlar, hacıyatmaz çiçekler…
Arka plânda koklanmaya amade güller…
Kısaca, cadı kazanı olmaya teşne bir parti…
Parayla değil sırayla…
Hep CHP’de olacak değil ya, iktidar partisi artık potada…
“10 Ağustos” sonun başlangıcı…
Bir zirve, köşkle taçlandı imparator müsveddesi…
Uzun sürmeyecek huzuru saltanatı…
En kısa sürede güç zehirlenmesine uğrayacak…
Ve kime dokunduysa elinde patlayacak…
Hamas, IŞİD, İhvan, Hizbullah saracak dört bir yanını…
Çankaya’da karanlık öylesine koyulaşacak ki…
Sultanımız ya oynatacak ya da kaçacak delik arayacak!

Hiç yorum yok: