bir şair vardı, öğretmen

06 Ocak 2014

Kırk beş yıl önce...

Macit CÜNÜNOĞLU
Hasibe Teyze, Osman Abi
ve Ben-Amasya 1959

 

 
 
Anılar, anılar…
İnsan yaşadığı müddetçe peşini bırakmayan anılar.
Memleket düştü aklıma, 60’lı yıllar.
27 Mayıs darbesi, peşinden 61 Anayasası…
Siyasetin dar kalıpları yıkılmış, soldan esiyor rüzgâr.

Amasya küçük bir kent, Türkiye İşçi Partisi kurulmuş…
Kaya balığı misali ortalığın tozunu atıyor.
İl başkanı muskalarıyla ünlü Hoca’nın oğlu Şerafettin Atalay (siyasî nedenlerle
faili meçhul bir cinayete kurban gitti)…
Yoldaşları Gavur İmam lakaplı Naci Eren, Foto Abdi (Coşkun Eroğlu),
Dubçek Mustafa (Terzi Gülçek), öğretmen İbrahim İzan, Mehdi Kanar
ve adını hatırlayamadığım onlarca portre.

Yapılan ilk seçimlerde aldığı 5239 oyla TİP yüzde 5 oranına ulaşıyor…
Hiç de fena değil, yıl: 1965
Bu arada zaman hızla akıp gidiyor ve Amasya’nın soldaki siyasî önderlerinden
Coşkun Abi ortalıktan kayboluyor...
Ta ki ODTÜ’de ABD Büyük Elçisi Commer’in makam aracı yakılanana kadar…
Aralarında Sinan Cemgil, Yusuf Aslan, Tuncay Çelen, İrfan Uçar’ında
bulunduğu tarihsel olayın önderleri arasında ÖDTÜ’nün fotoğrafçısı
Amasyalı Coşkun Abi
Tarih: 6 Ocak 1969, bundan tam kırk beş yıl önce.

Geçenlerde eski kartpostallara bakıyordum, birinde Coşkun Abi’nin annesi
Hasibe Teyze, kalfası Osman Abi (Şimdi Fethullahçı) ve yanlarında ben.
Dokuz yaşlarındayım, fotoğrafın çekildiği yer; mahallemizdeki Foto SABAH’ın önü…
Aklıma babası Abdullah Amca geliyor, Foto Ekrem’den sonra en ünlü
aile fotoğrafçısı,  kız kardeşi güler yüzlü Nursel Abla ve eşi Yılmaz Abi,
Anadol’u vardı, hiç unutmam, her daim pırıl pırıldı, sanırsam fıstıkî yeşildi.

Gelelim Commer’e,  O’nu bütün dünya “Vietnam Kasabı” olarak tanıyor,
uzun yıllar CIA’de çalışmış ve Ankara’ya yeni atanmış…
İlk iş olarak rektörün daveti üzerine ODTÜ’yü ziyaret ediyor…
Devrimcilerin kalesini, burçlarında “Yankee Go Home” yükselen üniversiteyi.
O tarihler bugünkü gibi değil, muhalefet liderinin ABD elçisiyle can ciğer kuzu sarması olup
mangal partileri yapma lüksü yok…
Gençlik ayaklanmış, sloganları “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi”
Nefret yüreklerde, kavga sert ve elçinin Cadillac’ı ters yüz…
Bir ateş yükseliyor ODTÜ’nün tam orta yerinde, yanan celladın ABD bayraklı makam arabası!

Bilâhare kaçaklıklar göçeklikler, teslim oluşlar, gözaltılar, süren davalar…
İnsanlık tarihine altın harflerle geçiyor eylem, duyulan devrimin ayak sesleri!
Lâkin 12 Mart faşizmi düzenin imdadına yetişiyor, başlıyor cadı avı…
O ne?
Aranan Coşkun Abi yine ortalıkta yok!
Duyuyoruz ki yurtdışına, İsveç’e tüymüş, daha doğrusu zorunlu sürgünlük hâli…
O tarih bu tarihtir kendisini görmedim…
Elimde siyah&beyaz bir fotoğraf, bakar bakar dururum Hasibe Teyze’nin
gülümseyen yüzüne, ana yüreği işte, kim bilir ne acılar çekmiştir?

Ya benim aktardıklarımla ilişkim?
Genç bir öğretmenim, üstelik sosyalist…
Vietnam’ın lideri Ho Amca (Chi Minh) ile terminolojiyi okuyorum…
Bu kadar referans yetmez mi?
Hey gidi yıllar, nereden nereye…
Adresini bilsem mektup yazacağım Coşkun Abime
“Artık dön ülkene”…
Ve “İleri demokrasi”nin üstün faziletlerinden söz edeceğim!

Evet, bugün 6 Ocak 2014
O günlerin özlemiyle kırk beş yıl öncesine kadeh kaldıracağım…
Bir yanımda Coşkun Abi diğer yanımda 60’lı yıllar.
Bağımsızlığın simgeleri, bir döneme damgasını vurmuş kahramanların
onurlu mücadelesi, namuslu idealizmin yüreklerde yaşandığı devirler…
Öyleyse bir kez daha selâm olsun 6 Ocak 1969’a…
Binlerce kez şerefinize!

www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: