bir şair vardı, öğretmen

22 Ocak 2014

Güneşli ellere selâm!




Prof. Dr. Ergun Demirsoy ve
ekibine saygıyla, sevgiyle. M.C.

 

 
 
Kulakları çınlasın, ilk kez Meslek Dersleri öğretmenimiz
Lemanser Sükan‘dan duymuştum; “Hayat en büyük laboratuvar.”
Bizler de iyi öğrenciler olacağız ki, laboratuvar denilen hengâmenin
girmediğimiz zulası kalmadı.
En son hastane köşelerindeydim, yıllardır hoyratça kullandığım hayatî
pompanın peşine düştüm. Beyinsel zaaflarıma daha fazla tahammül edemeyen
zavallı organımın besleyici arterlerinden bazıları tıkanıp ritmi bozulmuş…
Zaten çektiğim sıkıntılardan hissediyordum, o nedenle de geçtiğimiz
Ağustos ayında modaya uyup uzunca bir stent döşetmiştim…
Lâkin kesin şifa olmadı, mecburiyetten pıçağın altına yattım…
Bakım onarım filân derken çaktırmadan by-pass…
Dolayısıyla anlatılacak hikâye uzun, önü var arkası var…
Bir de hastane boyutu var ki, devreye giriyor kutsal eller…
Organlarımızı teslim ettiğimiz gerçek ustalar…
Paranın tanrı katına yükseldiği çağımızda yürekle vicdan buluşması…
Öyleyse kolay gelsin yorgun hassas dünyalar!

Evet, anlatacak çok şey var, iyiye güzele umuda dair…
Çirkinlikleri de bünyesinde barındıran…
Merak etmeyiniz, aktaracaklarım bireysel değil…
Çürüyen toplumda kardelenlerin macerası…
Belki yaşanan bu tecrübeler gün gelir işinize yarar…
Ayrıca paralel yapılar, emin olun hayatın her alanında var…
İster devlet, ister özel sektör…
Fark etmez, her yol cüzdana çıkar ki…
Tababet erbabının bazıları pazarcı esnafına döner…
İşte en fenası, bu saatten sonra neye yarar sağlam kâlp…
Neye yarar kaliteli hayat dersem de…
Yine de, her şeye rağmen hayat güzel.
Evet, tekrar MERHABA dostlar…
Kaldığımız yerden onurlu hayatlara devam, yalansız dolansız katkısız…
İnanıyorum ki her şey çok daha güzel olacak.
Yarınlara binlerce kez selâm, kalan ömrümün ilk gününe…
Ve beni bağışlayıp sonsuz krediler açan kâlbimi artık çok seviyorum…
Genç cerrahların güneşli elleri sayesinde.

Hiç yorum yok: