bir şair vardı, öğretmen

30 Ocak 2014

Şaşkınım, ne yazdığımı biliyor muyum?

Macit CÜNÜNOĞLU

 

 
 
“Köksüz demokrasilerde yalancının mumu on bir yıl yanar(mış).”
Döndük mü başa; dövizdeki zıplamalara, çılgın faiz artışlarına?
Ne diyelim?
“Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.”
Yoksa gidişat gün gibi ortada, zor durumda Hükümet, çıkış yolu arıyor
kâh AB kapılarında, kâh Uzak Doğu’da, kâh komşularda.
Aslında acınası bir durum…
Lâkin vazgeçtik özürden yine de çeneler kapanmıyor, müthiş bir enerjiyle
iktidarın kurmay kadrosu başta liderleri olmak üzere yalana sarılıyor…
Eee, ne de olsa on bir yılın alışkanlığı…
Buldular kuzu gibi bir halk, etinden sütünden kılından dibine kadar yararlanacaklar!

Olsun be abi, dayanaklıyızdır…
Ayrıca çok partili parlamenter sistem vasıl oldu olalı kimler geçti hayatımızdan…
Nice demokratlar, nice liberaller, nice düztabanlar…
Hepsi de devleti çok severdi, bilhassa hazine dairesini…
Yetmiş sente muhtaç olunan devirlerde bile yolsuzluklar, hırsızlıklar bitmedi…
Yalan gibi o da alışkanlık, Osmanlı’dan devralınan kutsal miras!
Huy huy, iflâh olmaz kökü kazınamaz…
Bazen al bayrağa sarılır çıkar karşımıza bazen dinsel temalara…
Sonuç itibariyle DNA’lara kodlanmıştır şerefsizlik…
Bu hasta ne yerse yesin iflâh olmaz!

En son İçişleri Bakanımızı Erzurum’da dinledim…
Neme lâzım, yakışıklı çocuk…
“Ala”lı kimliği karizmatik, kuşağımın jönü Efkan Efekan’ı hatırlatıp
bürokrasiden transfer olduğu partisinin adına da çok yakışıyor.
Hatta ve hatta İdris Naim Şahin abimizden sonra ülkemizin görüp göreceği
en yumuşak görünümlü Dâhiliye Nazırı…
Allah sahibine, Bay RTE’ye ve de karikatür dünyasına bağışlasın!

Fakat adam konuşuyor, hem de düşmanının doğduğu topraklarda…
Büyük cesaret, belli ki gaza gelmiş…
Giydirmek ne kelime, biricik Hoca Efendi Hazretlerimizin altından girip
üstünden çıkıyor…
Kendi adıma dehşete kapılıp hem korktum hem utandım…
Ve içimden dedim ki, bu belâgat ustası hatip Goebbels mi?

Yine de ileri demokrasimizin cilveleri deyip normal karşıladım…
Ne de olsa paralel temizlik harekâtı…
Yüreğine kuvvet dedim Efkan, bastır bastır…
Boğ hizmetçileri Erzurum’da, millî irademizin yegâne temsilcisi iktidarımıza
ayak bağı olanları, kazı köklerini tarih sahnesinden!

Ve döndüm Gülen Hocama seslendim, Pensilvanya’ya…
Dava açmış çiçeği burnundaki bakanımıza…
Şahidinim, arkandayım dedim…
30 Mart öncesi kellesini kopartırsan zat-ı muhteremin…
“17 Aralık” mücadelesi taçlanacak…
Yepyeni bir ruh doğacak ülkemizde…
“Ne şeriat ne darbe ne hizmet!”…
Yaşasın dipten ve derinlerden gelen muhalefet…
Tanrım ne hâllere düştük, sen bize akıl fikir bahşet…
Demek ki çaresizlik böyle bir şey…
Hepimiz olduk şaşkın ördek!

.

Hiç yorum yok: