bir şair vardı, öğretmen

15 Ocak 2014

Halet Abla


Nail Çakırhan ile Halet Çambel





İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi salonundan ünlü arkeolog
Halet Çambel’i uğurladık…
Toplam üç yüz katılımcı ya vardı ya yoktu.
Elbette düşündürücü, yalnız İstanbul’un değil Avrupa’nın en büyük
üniversitelerinden, lâkin öğrenci kitlesinden ilgi gösteren olmadı.
Aklıma Prof. Celal Şengör hocanın aktardıkları geldi…
Marmara depremi sonrası dünyaca bilinen dört deprem bilimcisini
konferans için İTÜ’ye davet ediyorlar, salonda 7 (yedi) kişi…
Ve aynı günlerde üniversitedeki sohbet toplantısına katılan Hülya Avşar’ın
yarattığı izdiham ise basının sürmanşetlerinde yer alıyordu!
Yazık çok yazık!

Halet Çambel, Osman Hamdi ile başlayıp arkeolojiye can veren kültürün
çağdaş zirvesiydi…
Ekrem Akurgal geleneği, toprak altından fışkıran uygarlıkları güneşle,
insanla buluşturma sevdası, bilime adanmış sade hayatlar.
Faşist Hitler’i reddeden bilinç, yurtdışı tekliflere kararlılıkla sırtını dönen
vatanseverlik örneği ve onurlu insan davranışına yakışan ne varsa…
Sonsuzluğa uçtu Halet Abla.

Kürsüden bir konuşmacı sesleniyor; “giderek eksiliyoruz” ve devam ediyor…
“Bilinç olarak!” 
Ne kadar da haklı, Anadolu’nun efsanevî tanrıçası Kibele’nin yılmaz takipçisi
Halet Çambel yıllarını verdiği üniversitede yalnız, bir avuç dost, ilgili devlet ricali
ve üç beş basın mensubu…
Katafalkta arkeolojinin uygarlıkların ölümsüz prensesi, tarihin aydınlık yüzü…
Doksan sekiz yıllık hayat, yine de gözler nemli, yürekler buruk…
Salona derin bir sessizlik hâkim…
İstanbul Üniversitesi bahçesi cıvıl cıvıl…
Ne acıdır ki gençlik yanı başlarındaki Halet hocayı tanımıyor!

Çok şey yazılabilir Halet Çambel için…
Ancak bütün dünya O’nu biliyor, insanlığın ortak miraslarına karşı
hassasiyetini, sorumluluğunu, emeğini…
Ya biz, ya geleceğimiz, üniversite gençliği…
Asıl üzerinde durulması gereken konu…
Maalesef ki Fransızlar!

Sorumlusu da ülke yönettiğini zanneden popülist politikacılar…
Başta özgür düşünceye, bilime, Ar-Ge’ye düşman zihniyet…
Dinsel dogmalardan beslenen karanlık anlayış…
Osman Hamdi’yi mi tanır, Ekrem Akurgalı mı, Halet Çambel’i mi?
Ki o Osman Hamdi eski eser kaçakçılığını önleyen ilk yasanın (Asar-ı Atika) hazırlayıcısı…
Arkeoloji Müzesi ile Sanayi-i Nefise’nin (Güzel Sanatlar Akademisi) kurucusu…

Ve Ekrem Akurgal, mesleğinin ordinaryüsü…
Vasiyeti gereği otuz yılını verdiği Smyrna ören yerine gömülmesine izin verilmeyen yıldız…
Özal’ın anası için çıkan kararname ondan esirgenmişti…
Hafize Özal12 Eylül düzeni sayesinde Süleymaniye bahçesindeki
Kanuni ile Hürrem’in arasına transfer olmuştu…
Ne de olsa bağlı olduğu tarikatın lideri Cunta sayesinde oraya gömülmüştü!

Evet, bu topraklardan Halet Çambel geçti…
Nail oldu biricik eşi Nail Çakırhan’a…
Artık Gökova’da, Akyaka’da, cennette…
Nurlar içinde yat Halet Abla
Saygıyla, sevgiyle...

Macit CÜNÜNOĞLU

www.gazetemen.com
.

Hiç yorum yok: