bir şair vardı, öğretmen

16 Ocak 2014

Yorgun yürekler penceresinden...




Macit CÜNÜNOĞLU

 

 
 
Pazartesi günü kırk yıllık arkadaşım Gül’ün (Korucu) cenaze törenindeydim.
Salı günü değerli Halet Çambel’in, gerçek bir hazine, insanlığın gözbebeği,
Anadolu uygarlıklarının dostu, harcadığı emek o denli kutsal ki, yazmaya
kalksak ne sayfalar ne ciltler yeter.
Keşke on binler uğurlasaydı diyeceğim ama maalesef değerlerinin farkında
olmayan bir toplumda yaşıyoruz.
Tanrı gecinden versin, ez keza Cüppeli ölseydi seyreyleyin mahşeri kalabalığı…
O nedenle fazla lâfın lüzumu yok, eldeki malzeme bu!

Siyaset derseniz, bilhassa iktidarın düştüğü trajikomik hâller…
Bırakın başka ülkeleri, bunca kepazelik insanın evinde yaşansa aile faciasına
neden olur, yoksa yanılıyor muyum?
Demokrasi ise evlere şenlik, aynen dopingli sporcu…
İç piyasada dik duran çuval, Kapıkule ötesinde uçan balon!
Normaldir, “ileri” türünden olanını efsunlayıp pazarlarsanız ustalık mertebesine
terfii edersiniz ki o zaman da müritlerinizi kıllarınız arasından seçebilirsiniz!

Ya hukuk?
On bir yıldır fason üretiliyor…
Şeyhin atölyesinde ebruli desenli ve likralı, her bünyeye uyar…
İktidarın elinde sert çizgili, köşeleri tespih sarık gamalı ay motifli!
Adalet manzumesinin nihai halkası kanun maddeleri ise çapraz siyaset
üzerinden dalgalı konjonktüre tabi!
Kısaca, bu ülkede insanî duyarlılıkla yaşamak zor…
Hele hele de bu kadrolardan evrensel değerler beklemek, abdestsiz namaz kılmaya
benzer ki, en iyisi mi koyverin gitsin…
Ya da “kısrak başı gibi uzanan” ülkenin tam orta yerine manzara koyun!

Gelelim Pazar gününe, sevgili Hırant’ın katledilişinin yedinci yıldönümüne…
Bay RTE diyor ki, “devlette çeteler var.”
“Sahiden var mı?”
Çünkü adamın söylediği hiçbir şeye inanmıyoruz…
Bu tespitine nasıl inanalım?
Ancak bu kez haksızlık etmeyelim, bence ilk ve son defa doğru söylüyor…
Nedenine gelince, Uğur Mumcu başta olmak üzere ne kadar faili meçhul
cinayet varsa alayı çetelerin ürünü…
Hatta Ergenekoncu, Balyozcu güruhun arasında hasbelkader bulunan
masumlar bile çete kurbanı…
Yeter ki çetelerin adı konsun, işte bütün mesele!

Bir de eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın Güldal Mumcu’ya söyledikleri var…
Asla ve asla unutmayacağımız;
“Bir tuğla çekilirse duvar yıkılır, hep beraber altında kalırız!”
Dünyada yıkılmayan duvar kalmadı, soğuk savaşlar sona erdi, bir başka mecraya
sürüklendi insanlık…
Gel gör ki bizim ülkemizde iktidarlara yaslanan çetelerin ördüğü duvarlar bırakınız
yıkılmayı; sarsılmadı, sarsılamaz…
Sadece biri gelir biri gider, bazen adı gladyo-kontrgerilla olur  bazen de hizmet...
Sonuç itibariyle derin yapılara alışkın devlet-i âlimiz var!

Evet, ne diyorduk?
Hırant ve Pazar, yedinci yıl…
Rakel’in dinmeyen acıları…
Ve ürkek güvercin kanatları…
Ben dayanamıyorum, yüreğim yorgun…
Dost cenazeleri için döndüm, bu kez sahiden kayboluyorum…
Müsaadenizle, en kısa sürede görüşmek üzere…
Sevgiyle kalın.

www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: