bir şair vardı, öğretmen

28 Nisan 2015

Tuz koktu!

Macit CÜNÜNOĞLU
28/04/2015 08:09

 

 
 
Noterdeyim...
Noter badem bıyıklı, emekli hâkim.
Sohbet ediyoruz.
İlk sorum son gelişmeler hakkında;
“Nasıl görüyorsunuz?”...
Cevap: “Tuz koktu!”
Kısa, öz ve net.
Anlamışsınızdır, hukuk sisteminden söz ediyoruz.

Evet, artık adalet saraylarındaki tabelaları değiştirme vakti geldi...
Derhal Kumpas Sarayı olarak düzeltilmeli...
Ben demiyorum...
Devletin en tepesindekilerin arzusu veya tespiti...
İyi de olur hani...
En azından malûmun ilânı doğru biçimde ifade edilir.
Yoksa vatandaş yargı sistemini bağımsız sanacak ki...
Bu da halkı kandırmak olur!

Hâlbuki bu ülkede yargı hiçbir zaman bağımsız olmadı...
Bırakalım kuruluş dönemini, İstiklâl Mahkemeleri’ni...
Örneğin Nazım ve arkadaşlarını 1938 yılında mahkûm eden
zihniyet ne kadar tarafsızdı?
Aynı şekilde Menderes ve iki bakanını ipe gönderenler...
12 Mart darbesi sonucu üç fidanımızı asanlar...
Ve 12 Eylül faşist düzenini yaratanlar...
Onların hâkimleri, savcıları...
Pek çoğunun eli kanlı değil miydi?

Biz toplum olarak alıştık kumpasa, katakulliye...
Polis siyasi, asker siyasi, savcı siyasi, hâkim siyasi...
N’olacaktı netice?
Alınan kararlar temiz, adil, vicdanımızı yaralamayacak mıydı?
Şimdi de düştük Hayrettin Karaca’nın peşine...
Samanyolu Tv’nin başıymış...
Feto’un adamıymış, öz cümle Paralelciymiş...
Efendim, haksız yere yatıyormuş da, özgürlükleri elinden alınmış da...
Mış mış mış...
Yahu Kuddisi Okkkır’ı ne çabuk unuttunuz?
Adam Ergenekon’un anlı şanlı kasası ilân edildi...
Meğer kıçında don yok...
Onca yıl hapis yattı...
Bir de kanser belâsı...
Neyse ki kimsesizler mezarlığına zıpladı da...
Naçiz bedenini daha fazla sürünmekten kurtardı!

O nedenledir ki bir başkadır benim memleketim...
Hem da baştan aşağı...
Sultanımız bir âlem...
Düşmüş zevkine sefasına...
Sanırsınız imparatorluk ailesi...
Familya da bırakınız orta hâlliyi...
Karun kadar zengin olmayan yok!

Hükümet derseniz, Hayâli Küçük Ali’nin kahramanları
ondan daha şahsiyetli...
Biz de kalkmışız hukuku, adaleti konuşuyoruz...
Yani olmayan şeyi...
Ben size bir şey söyleyeyim mi...
Takmayın kafanızı, dert etmeyin...
“7 Haziran”ı bekleyin...
“Yola devam” kararı çıkarsa üzülmeyin...
Dört yıl daha bekleyin...
Sizi bilmem ama ben yetmişinde olacağım...
Yani yolun yarısı...
Umudun, taze duyguların başlangıcı...
Yine çalıp söyleyeceğiz, meşkler yapacağız, aşklar sevdalar yaşayacağız...
Ve kutsal muhalefeti sürdüreceğiz...
Hırsızlara, hukuksuzlara, uğursuzlara rağmen!

Hiç yorum yok: