bir şair vardı, öğretmen

27 Nisan 2015

"Sınırları aşmak"

Macit CÜNÜNOĞLU
27/04/2015 07:36

 





 
 
Fransız Kültür Merkezi’nde bir sergi...
Kars, Gümrü, Ani’nin fotoğraflarından oluşuyor.
Çekenler Ermenistan’dan Zaven Khachikyan ile Türkiye’den Mesut Tufan.
Çalışma 2012, 2013 yıllarında gerçekleşmiş.
Proje; merkezi Lahey’de bulunan Tarihi Adalet ve Uzlaşma Enstitüsü’ne (IHJR) ait...
Serginin adı: SINIRLARI AŞMAK

Gezdim, gördüm, beğendim...
Ve etkilendim...
Nedenine gelince sergi aşağıdaki metinle başlıyor...
Gelin birlikte okuyalım:

Öyle bir sınır düşünün ki insan geçişine kapalı.
Oysa binlerce yıldır ticaret yollarının, göçlerin,istilaların, savaşların
aralıksız gelip geçtiği bu özel coğrafya, birçok sevinç ve acılar paylaşmış.
Soğuk Savaş’ın en zor dönemlerinde bile bir demiryolu geçen bu sınır,
dünyanın nadir kapalı örneklerinden biri.
Sınırın iki yanında yaşayanların ortak bir geçmişi, birbirinden beslenen
zengin kültürleri var.

Fotoğraflardaki gündelik yaşam, sokaklar, insanlar ve mimari kültür izleri,
özellikle Kars’la Gümrü arasında ikiz şehir hissi uyandırıken, iki kent arasında
Ani de eşsiz bir arkeolojik sit alanı olarak karşımıza çıkıyor.

İki fotoğrafçının birbirinden ayrı olarak, farklı zamanlarda çektiği fotoğraflar
arasındaki görsel diyalog, hassas ve insan geçişlerine kapalı bir sınır bölgesinin
karmaşık tarihi yapısını izleyicilerle paylaşıyor.
Sınırları aşmak sergisi izleyiciyi kolay olduğu kadar zor da olan zininlerdeki
sınırları aşmaya davet ediyor.”


Dikkâtinizi çekmiştir; “zihinlerdeki sınırları aşma” daveti...
Ne kadar zor iş, hele de ülkemizde...
Devlet ayrı bir âlem, siyaset ayrı...
Afedersiniz(!) milliyetçilik her kesimde paçadan akıyor.
Ağzını açan Ermenilere çakıyor...
Çete diyen mi ararsınız, hain diyen mi?
Neyse; iflâh olmaz zavallı refkeslerimiz...
Asıl mesele 1915 faciasının aklanması...
Dolayısıyla Talat,  Enver, Cemal paşalar halk kahramanı ilân ediliyor.
Özetle topyekün suçlama, lânetleme...
Nasıl uzlaşacağız, barışı nasıl kalıcı kılacağız bu ülkede?

Düşman bir tane de değil...
Yedi düvel!
Tamam, Esad’ı anladık...
Peşinden Papa, fırçayı yedi, Almanya da okşandı...
Putin’e gelince tısss!
Gerekçe, ülkenin enerji politikası teslim edilmiş Ruslara...
Nükleer santral yükseliyor Akkuyu’da...
Halkımız ise...
Büyüklere masallar ile oyalanmakta...
Bolca Çanakkale maceraları...
Ki dibine kadar yanlış...
Bir de 1915...
Ecdadın işlediği büyük günah...
İllâki temizlenecek!
Nasıl mı?
Cevabı milliyetçiliğin dayanalmaz cazibesinde...
Biz, Müslüman asil Türkler...
Güneş bizim için doğar, dünya bizim etrafımızda döner...
Ya ötekiler?
Sahi, onlar kim?

Son söz: Siz yine de çağrıya kulak verip sergiyi gezin...
Adres belli, final 7 Mayıs...
Açizane tavsiyem, önyargılarınızı kapıda bırakın...
Özgürleştirin  aklınızı...
Ani harabelerine doya doya bakın...
Bir de traverslerinde otlar biten demiryoluna...
Ucu nereye gidiyor...
İnanın, karşıda bir değer var...
Ve bir el...
Korkmayın, tutun...
Özür de dileyin...
Çünkü Anadolu’nun vicdanısın...
Sınırları yıkacak insansın...
Ve alnı ak yaşamayı cahil, popülist politikacılara teslim etmeyecek
kadar da duyarlısın...
Öyleyse “Hodri meydan!”

Hiç yorum yok: