bir şair vardı, öğretmen

13 Ocak 2012

Kreşendo!

.

Müzikte sesin kademe kademe artırılmasıdır.
Portre çizgisinin üzerinde kullanılan işaret

kenarları uzun çizgili dar açıya benzer.
Sesi azaltmak için de kullanılır.
Ona da ters “kreşendo” denir.

Bu hakîr yorumcunuz az buçuk ud çaldığı için müzik
terimlerine yabancı değildir.
Lütfen haddimi aşıp ukalalık yaptıysam hoş görüle.


Şimdi gelelim sadede…
Malûmunuz havalar berbat, uzun yürüyüşler yapmama izin vermiyor.
Eh, ne yaparsınız…
Bol okumalardan sonra akşamı ayırıyoruz televizyona.


Fakat o ne?
İzlediğim onca açık oturum, tartışma, kavga, niza, nifak programlarında
basın mensupları kadar hukukçuların sesi çıkmıyor!
Hele Doktor Ahmet Çakar ile Rasim Kütahyalı’nın sesi…
Aman allahım, televizyonun sesini kısmakta fayda etmiyor.


Ancak bir gerçeği yeri gelmişken ifade etmek lâzım…
Eğer televizyonların derdi toplumu germekse…
Kesin başarılı olduklarını söyleyebilirim!
Aynen iktidar ve harikâ ürünü ileri demokrasi uygulamaları gibi!


Elbette “12 Eylül”ün sembol isimlerini yargılamaları fevkalâde güzel bir şey…
Hatta az bile, işkencecilerin katillerin alayını derdest etmek gerek…
Gerçek hesaplaşma böyle olur ama buna da şükür diyelim ve referandumun
moda deyimiyle “yetmez ama EVET”çi olalım!


Peki, ya kreşendo?
Çetin Usta (Altan) köşe yazılarında bu terimi sıkça kullanır…
Tersini de düzünü de, özellikle hayatın diyalektiğine göndermeler yaptığında.

Son yıllarda benimde dikkâtimi çekiyor…
Sistematik olarak siyasî atmosfer geriliyor ve dalga dalga yayılarak
toplumsal katmanlara ulaşıyor.

Aynen kreşendo almış müzik parçasında seslerin kademeli olarak yükseldiği gibi.
Gerginlik, çatışmalar, gözaltı ve tutuklamalar öyle bir safhaya geldi ki…
Yaş ve kurudan vazgeçtik tırmanıyor tırmanıyor, korku bulutlarına dönüşüp
özgür düşüncenin üzerine dolu olup yağıyor!


Evet, AKP iktidarı her konuda olduğu gibi bu konuda da başarılı…
Toplumsal kreşendoyu yerinde kullanıp tansiyonu kademeli olarak yükseltiyor.
Dikensiz gül bahçesine dönüştürdüğü ülkemizde son rötuşları yapıyor.


Yalnız nereye kadar?
Tahminimce 2014 final yılı olacak, yani beyefendinin köşke çıkış yılı.
Sürekli gerilen ortam ters kreşendonun devreye girmesiyle yerini
ılıman bir iklime bırakacak.


Kademeli yumuşamalar, süresi doruk yapmış davaların panzehiri olarak
iktidar tarafından reçeteyle dağıtılmak üzere piyasaya sürülecek…
Bazen Haberal’ın anne ziyareti, bazen Bülent Abi desteğiyle Balbay'ın özgürlüğü,
bazen de -ele güne karşı ayıp oluyor deyip- Şık ile Şener’in tahliyesi!


Sonuç itibariyle, ülkemizde siyasetin en önemli enstrümanı kreşendolardır…
AKP örneğinde olduğu gibi ustalıkla kullanılırsa yani önce gerer sonra boşaltırsan…
Demokratta, barışseverde, özgürlükçüde olursun…
Oyun çıkar yüzde 60’a, uzun yıllar kalırsın iktidarda!


Not: Anlaşıldı mı Kemal Abi, sözümün bir kısmı sana!

www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: