bir şair vardı, öğretmen

25 Ocak 2012

Kalkedon'dan Masallar!

.

Tarihin bir vakitlerinde Kalkedon adlı diyarda
öğretmenler, aydınlar bir araya gelir…
Başlarını sokacak ev için kooperatif kurarlar.

Bugünkü Göztepe civarında E-5 denen yolun
kenarında arsa bulunur…
Hani “Şah Kulu” isimli cemevi var ya, o’na iki yüz metre mesafede.
Daha o zamanlar Medikal Park falan icat edilmemiş…
Etraf bostan-gecekondu, deyin ki dağ başı!


Süratle işe koyulup on beş katlı binanın kabası tamamlanır…
Fakat yapılan tetkiklerde yönetim ve müteahhit hırsızdır.
Toplanan paranın yarısını resmen yemişler!
Afiyet olsun, helâlı hoş olsun…
Demek Bizans’ta da bu tür entrikalar oluyormuş!


Lâkin işbaşına gelen yeni yönetim hesap sormakta kararlı…
Bilmem kaç Roma sikkesini eskilerden ve üstleniciden talep ederler…
Ancak minareyi çalan kılıfını hazırlar… (pardon, minare yerine çan kulesi olacaktı)
Tedbirlidir hırsızlar çetesi.


Anında başvururlar mafya reisine…
Adı soyadı konulur işin, gerekli ödemeler (rûsum/harç vd. vergiler) yapılır…
Sarkık bıyıklı üç genç gönderilir namuslu yöneticilerin üstüne…
Bellerde silah, birkaç tokat, korkutulmuştur talepkârlar!


Fakat yaşadıklarını içlerine sindiremeyenler…
Soluğu alırlar polis müdürünün yanı başında.
Anlatırlar hikâyeyi, böyleyken böyle.
Hışımla kükreyen Müdür “tamam” der, bedeli iki bin altın sikke!


Koopertatifzedeler düşünüp taşınırlar …
İmkânları zorlayıp istenen bağışı verirler karakola.
Adresleri kayıtlarda mevcut üç it el’an yakalanır…
Gözaltılar, ifadeler, zabıtlar, salıvermeler!


Takipçidir yeni yönetim…
Çıkarlar muddeiumumînin (savcı) karşısına…
Sağlamdır, adildir…
Yalnız eli kolu bağlı çaresizdir.

Derki müştekilere; “polisten gelen evrak tutuklamanın gerekçesi olamaz!”.
“Nasıl yani?” diye şaşkınlıkla sorarlar…
İzah eder; “bu işleri yapanlar çoluk çocukmuş, suçları çeteye (örgüt) girmez”...
"Mevzuat içeri tıkılmalarına müsait değil!".


Başları önde kös kös ayrılırlar makamdan…
Yanaklarında yedikleri tokatların sızısı, yüreklerindeki acı daha beter…
Karmakarışık duygular içinde sessizce bir küfür sallarlar…
Bozuk düzene, adalete, uygulayıcılara, hırsızlara, ahlâk yoksunu çeteye!


Kalkedon’dan aktardığım masal şimdilik bu kadar…
Saat 13’de Taksim’de olmam lâzım…
Benzer bir hikâyeyi anlatacak Hırant Dink’in eşi Rakel…
Dinleyiciler on binler…
Gözyaşı, hüzün, isyan var…


İktidarda AKP, “ADALET” vitrin, “HUKUK” vicdan…
Beş yıl önce akan kan devam ediyor için için…
Yaşadığımız dünya Kalkedon değil, ileri demokrasili vatan…
Lânet olsun, kahrolsun barış içinde yaşamayı sevmeyen insan!


www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: