bir şair vardı, öğretmen

04 Ocak 2012

"Çek bir özür!"

.

Uludere Kurbanları!
Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu yönetimine atanan
Mümtaz’er Türköne “Atatürkçülüğü hakaret sayarım” demiş!
Helâl olsun adama, beyan her babayiğidin harcı değil!


Yine de üzerinde durmakta fayda var…
Özellikle demokrasi anlayışı açısından.
Efendim, herhangi biri bana “Tayyipçisin” dese asla hakaret saymam…
Bilâkis neden Tayyipçi olmadığımı dilimin döndüğünce izah ederim.


Kaldı ki özgür dünyada her türlü düşünceye yer var…
Elbette faşizm, ırkçılık, şeriatçılık, diktatörlük gibi sapkınlıklar dışında.
O nedenledir ki demokrasiler çok seslidir, azınlıkta kalan fikirlerin
yaşama, gelişme şansı her daim mevcuttur.


Gel gör ki bu türlerle demokrasi kantarına çıktığınız zaman sizi uzak ara sollar!
Ancak bilinen tüm bu gerçekleri kime anlatacaksın?
Hele hele televizyon ekranlarında, gazete köşelerinde attı mı
mangalda kül bırakmayan Bay Mümtazların varlığı o kadar çok ki!


Aynı şekilde Taraf yazarı Mehmet Baransu…
Resmen başbakana meydan okuyor.
Hem de az buz değil, ne Kasımpaşalılığını bırakmış ne de tabansız cüretkârlığını!


Valla o’na da helâl olsun diyeceğim ama…
Ciddî anlamda kafam karıştı.
Neden derseniz, iktidarı destekleyen “Taraf” en sıkı muhalefeti yapan “Taraf”.


Bu ölçüde karşı çıkışı –ne yalan söyleyeyim- benim maçam yemez.
Çünkü arkam boş, ikincisi tazminat ödeyecek param hapiste yatacak zamanım yok!
Adam ağzına geleni sarf ediyor ve Bay RTE el’ân cevap veriyor.
Sanırsınız açık oturum, gazeteci-siyasetçi arasında sınırsız monologlar!


Aslında ne kadar özledik böylesi diyalogları…
Ah, ahhh! Benim de arkamda cemaat olsa, açarım ağzımı yumarım gözümü…
Lâkin kazın ayağı öyle mi?
Hatırlarsanız, Ahmet Altan elli milyarlık tazminat davasından yüzde 50 gazıyla sıyırttı…
Ampulün oyu yüzde 40’ın altına düşseydi, görürdü ileri demokrasinin ferasetini!


Her neyse, görülüyor ki günümüz şartlarında Türköne olmak kolay…
Tayyip Bey’e sataşmak belâlı…
Ayrıca Silivri sporun hâli ortada, içlerinde suçlu var suçsuz var…
Biz bilemeyiz, o işlerden yüce adaletimiz anlar!


Dolayısıyla hassas konulara mesafeli olmakta yarar var.
Fakat farkında mısınız?
Olan siyasetin acımasız çarkları arasında yitip giden canlara oluyor.

Bu arada komplo teorilerinin bini bir arada medyada uçuşuyor…
Herkes CIA uzmanı, herkes bilirkişi!

Hiç biri otuz beş vatandaşımızın hayatını geri getiremezse de…
Sallamak bedava, yeter ki ucu dokunmasın siyasal iktidara!

Altından Ergenekon, Balyoz, Yakamoz çıkar…
Tek hedef ampulün ışığı sönmeyip basiretsizliği anlaşılmasın!
Ve soruyor AKP sevdalıları;
“Devleti tongaya düşüren kim?”…


Yahu arkadaş, el insaf…
Ülkemizde devlet-i âlimizin kandırıldığı, tuzağa düştüğü görülmüş vakıa mı?
Madem kuruluyor “Yeni Türkiye”, madem onuncu yılında AKP…

Yüklen Dersim’e CHP’ye, İnönü’ye M.Kemal’e…
Devletin rutin işlerindendir deyip geçiver.

Nasıl olsa muhalefette Baransu, Tarih Kurumu’nun yönetiminde
medara iftiharımız mümtaz şahsiyet…
Ve iktidar destekçisi yazar-çizer ordusu var!


Kim tutar sizi, kanla-gözyaşıyla inşaata devam…
Yalnız emin olun ki tarih bu devirleri de unutmayacak, yazacak...
Aydın geçinen popüler zevat!


www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: