bir şair vardı, öğretmen

26 Ocak 2012

Yazık oluyor...

.

“Gazetemen”in birinci derecede akrabası “Ulus 923” adlı sitede
Dr. Ozan Örmeci’nin “Sosyal demokrasi nedir?” başlıklı enfes bir
yazısını okudum.

Dilerim CHP’liler de farkına varmıştır, çünkü ders notu niteliğinde.
Hele sosyal demokrasiyi tariflerken “devlet ideolojisiz olmalı”
tespiti o kadar yerinde ki, Kemalistlerin ulusalcıların anlayacağını hiç sanmam…


Özellikle “Türk-İslâm” sentezi ile “Ulus-Devlet”in yılmaz savunucuları!
Aslında benim kuşağım (68’liler) sosyal demokrasinin öncülerinden Karl Kautsky’i
Lenin sayesinde tanıdı, meşhur “Dönek Kautsky” adlı kitabından.
Yalap çalap okumalardan sonra her önümüze geleni -bizim gibi düşünmeyeni-
“dönek”, “revizyonist” diye yaftaladık…

Hatta iş öyle noktaya vardı ki, “kapitalizmle sosyalizm arasında üçüncü yol yoktur”
demeye başladık. Aman tanrım, bu ne keskinlik, akıllara zarar!

Neyse, dönem rüzgârları, zamanın ruhu deyip geçelim.
Yalnız CHP’nin ciddî anlamda silkinip düze çıkmaya ihtiyacı var…
Yoksa bu gidişle -parti içi iktidar kavgaları sayesinde- tez zamanda tarihteki yerini alacak.

Bernstein’i Kautsky’i kavramadan sosyal demokrat olunur mu?
Yirmilerin değerleri, Baykal’ın ölümsüz ruhu Önder’in inadıyla ve de
“Altı ok”un şemsiyesi altında ilkeli siyaset, nereye kadar?

Tamam, altmışlı yılların ortasında CHP iklimden etkilenip bir gecede
solculuğunu ilân etti… Eyvallah, Millî Şef’in harikâ açılımıydı…

Ancak evrensel öncülerini tanımadan sosyal demokrasinin kök salması
gerçek demokrasiyi benimsemesi mümkün mü?


Ayrıca parti içi demokrasiyi dahi uygulamayan yönetici kadrolarla
yirmi birinci yüzyılda geniş halk kitlelerine ulaşmak ne kadar zor…

Klasik devletçilik anlayışı, statükoculuk, Anayasa Mahkemesi’nden medet ummak,
karargâh önlerine çadır kurmak solculuğun handikapları değil mi?

Ergenekon denen derin ve zararlı yapının avukatı olmak…
Silivri önlerinde siyaset üretmek, yitirilen onca insanımızın aziz hatırasına
saygısızlıktan öte sosyal demokrat ilkelerin inkârı anlamına gelmez mi?


Daha dün Hırant Dink’i kâtledilişinin beşinci yılında andık…
AKP iktidarının hukuk anlayışı yerildi, maskesi düşürülüp sergilendi…
Çandar, Bayramoğlu, Kentel, Engin oradaydı…
“Yetmez ama EVET”çiler…

On binler yürüdü…
Şafak tekerlekli sandalyesiyle, Tanrıkulu Kürt kimliğiyle…

Ya geri kalan CHP’liler?
Parti kulisinde aslî mücadelelerinin paşindeydiler!


Evet, Kemal Abi…
Vaktin olursa Ozan Hoca’nın yazısına bir göz at…
Sosyal demokrat ilkeleri irdele…
Hangisi uyuyor bugünkü CHP’ye…


Eğer hiç birinden eser yoksa…
Gözlerinden öperim Kemal Abi…
Ülkeyi RTE’ye mahkûm ettiğin, seçeneksiz bıraktığın için...
Yazık olmuyor mu millete?


www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: