bir şair vardı, öğretmen

12 Ocak 2012

Bilimin ışığında...

.

“Zamanın Kısa Tarihi”ni okuduğumda kırk yaşındaydım.
Çok etkilendiğimi hatırlıyor ilk defa evren hakkında
bilimsel düşünmeye başlıyordum.
Hele “Kara delikler”, aman tanrım, ne müthiş bir teori!
Ya “Big Bang” (Büyük Patlama)?
Akıl sır erecek iş değil.


Geçenlerde kitabın yazarı ünlü fizikçi Stephen Hawking
gezegenimizin geleceği üzerine yine konuşmuş…
Ve 1000 yıldan kısa bir süre ömür biçmiş!


Bir de kurtuluş yolu önermiş;
“İnsanlığın geleceği gezegenler arası seyahatin mümkün hâle gelmesine bağlı.
Aşağıya ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakmayı aklınızda bulundurun.
Yaşadığımız bu narin gezegenin ötesine gitmeyi başaramamamız durumunda
bir 1000 yıl daha hayatta kalacağımızı sanmıyorum.’’ demiş!


Dahi bilim adamının geçen hafta 70 yaşına girdiğini hatırlatalım…
Özel teknolojiyle donatılmış cihaz yardımıyla boyun kasları ile düşüncelerini
bilgisayara aktarabilen Hawking boyun kaslarının iyice zayıfladığı
ve bu nedenle artık söylemek istediklerini aktaramadığı için şimdi son teknolojik cihazlarla,
beyin dalgaları ya da gözbebeklerinin hareketleri ile konuşmak için çalışılıyormuş.


İster istemez bu bilgiler ülkemizin düştüğü zavallı hâlleri çağrıştırıyor…
Baksanıza ne durumdayız?
Kan ve ölüler üzerinden yapılan siyasetlere öylesine alıştık ki…
Kalan ömrümüzde sakin huzur içinde bir günümüz geçse yadırgayacağız!


Ardı arkası kesilmeyen tutuklamalar, fezlekeler…
Korkunun egemen olduğu, kaosun yarattığı sis bulutları arasında sürdürülen yaşam…
Duyarlı yüreklerin dayanamadığı sahneler, “acıyı bal eyledik” dercesine
kahrolası bir dünya… Barıştan uzak, gerginlikten çatışmadan savaşlardan beslenen!


Hawking diyor ki;
“Aklınızı başınıza toplayın, bin yıldan az zamanınız kaldı”.
Kimin umurunda, kim ciddiye alır…
Varsayalım söylediklerinin tamamı kesin doğru…
Bizim ülkemizi kapsar mı?


Çünkü bin yıldır bu topraklardayız…
Selçuklu, Osmanlı derken son olarak T.C.
İşimiz didişmek kavga etmek savaşmak.
Daha yapacak o kadar çok işimiz var ki.


Git işine Stephen…
Saçma sapan söylemlerinle ilgilenmiyoruz…
Madem “Güneşin doğduğu topraklar”…
“İlelebet payidar kalacak” bu vatan bizim…
Ayrıca iç işlerimizle çok meşgulüz. (Suriye dahil)


Kürt sorunumuz Ergenekon meselemiz var.
Eğer bu dertlerimizden vakit kalırsa…
Bir ara sana da kulak veririz diyeceğim ama…
Ona da Diyanet işlerimiz izin verir mi?
Belki TÜBİTAK olabilir, Darwin’in mezarını kazmaktan zaman bulursa!


www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: