bir şair vardı, öğretmen

12 Temmuz 2017

15 Temmuz

Macit CÜNÜNOĞLU











İktidarın ilân ettiği 15 Temmuz haftasına girdik.
Televizyonlar malûm, âdeta yarışırcasına Fetö'ye çakıyorlar.
Hâlbuki adam dünün kutsalıydı, ruhani liderlikten öte
peygamber muamelesi görüyordu!
Haklıydı da, polisi, hakimi, savcısıyla resmen devlet ortağıydı.
Ayrıca siyasetin en tepe noktalarında dostları vardı...
Soldan, sağdan.
Bir de generaller eklenince hoş geldin 15 Temmuz!

Darbe görmüşler için olan biten trajikomik sahnelerdi ama
ortada 249 ölü, 2000'den fazla yaralı vardı...
Dört elle sarıldı AKP...
1, Ordu ağırlığını koymuş, Sultanın can güvenliği sağlanmıştı.
Artık kahramanlık, şov zamanıydı(!)
Öyle de oldu...
Kıçı kurtaran ekranlara koştu...
Halk sokağa çağrılıyordu...
Camiler devreye girdi, sabaha kadar okunan selalar direnişin
sesi oldu.
Parlamento ayaktaydı, milletvekillerinde bir demokrasi aşkı,
bir demokrasi aşkı; gurur duyup gözlerimiz yaşardı.

Asil milletiz vesselâm...
Tankın önüne yatar, kurşunlara göğsümüzü siper ederiz.
Çanakkale ruhu, Kurtuluş Savaşı kararlılığı.
Tarih yeniden yazılıyordu ki...
Kılıçdaroğlu ortaya çıktı; dedi ki "kontrollü darbe"...
Haydaaa, efendilerin kulağına kar suyu kaçtı...
Başladılar saldırmaya, azgınlaşmaya.
OHAL girdi devreye, Kemal Bey'in ne Fetö
cülüğü kaldı
ne şeriatçılığı.
Adresler karışmıştı artık, Cumhuriyetçiler, Enis tutuklandı...
Tarihin en büyük cadı avı.
Benim gibi düşünmeyen kahrolsun.
Oysa hak, hukuk, adalet isteniyordu...
Ama kimden?

Sultanımız tramvaydan çoktan inip Arap çöllerine yelken açmıştı...
Gözü karaydı...
ABD'ye posta, AB'ye posta, İran'a katakulli...
Darbeyle içeride huzur sağlanmıştı.
Referandum kıl payı kazanılmış...
Karanlığa hızla sürükleniyordu vatan...
Saray mutlu, iktidar huzurlu...
Bakalım, ne kadar sürecek bu zaman?








Hiç yorum yok: