bir şair vardı, öğretmen

21 Aralık 2015

Ah bir fark edebilsek!

Macit CÜNÜNOĞLU











Maraş katliâmının yıldönümüydü...
İktidarda CHP, Başbakan Ecevit...
Yıl: 1978
105 vatandaşımız hunharca katledildi.
Tabii çoğunluğu aleviler...
Düşünüyorum da toplumumuzda ne çok kara lekeler var.
Sivas, Çorum, Uludere, Suruç ve yakınlarda Ankara.
Aslında yaşanılan acılar dayanılacak gibi değil...
Karanlık, ürkütücü Türkiye manzarası.
Derin güçler işbaşında...
Ortak paydaları insanlık düşmanı olmaları.

Ancak şu gerçeği artık kabullendim...
Özellikle Güneydoğu'yu gördükten sonra.
Kurt sisli havayı sever misâli kaostan beslenen odaklar var...
Bunlar devlet de olabilir, örgütler de...
Yeter ki kan dökülsün, gerginlik had safhaya tırmansın...
Kahrolası oy hesapları yok mu...
Halkın gözü korkutularak elde edilen...
İstikrar uğruna birliği sağlamak...
Ve hepsinden önemlisi de siyasal çıkarlar için insan harcamak...
İşte ülkemizin geldiği nokta!

İspanya'da da seçimler yapıldı...
Ki o ülke iç savaşlarda ne acılar yaşadı.
Fakat sandıktan hiçbir parti tek başına çıkamadı...
Bir nevi 7 Haziran sonuçlarımız.
Ancak muhafazakârla sosyalistler koalisyon için bir araya gelebiliyorlar...
Bizim beceremediğimiz.
Tekrar yetmişli yıllara dönüyorum...
Demirel ile Ecevit'in kör inatlaşmalarına...
İşbirliği içinde 12 Eylül faşizminin yoluna gül döktüler...
Sokaklar kan gölü, genç bedenlerle toprak dolup taşıyor...
Siyasal kin öylesine kemikleşmiş ki...
Vicdanlar âdeta kurumuş...
Yanıyor ülkem, cehennem yeri...
Yine de partizanlık uğruna zafer çığlıkları atan liderler var!

Bugün de farklı değil.
Kökleştiremediğimiz demokrasimiz de "sıkıyönetim" umutları
hâlâ geçerli, prim yapabiliyor.
Günaydoğu'da savaş...
Ankara'da yerde sürünen diplomasi...
Rusya çatışması, İsrail dostluğu...
Derken cümbür cemaat sürekleniyoruz kıyamete...
Ah bir fark edebilsek!

Hiç yorum yok: