bir şair vardı, öğretmen

28 Aralık 2015

İstanbul

Macit CÜNÜNOĞLU








Anadolu'yu da severim ama İstanbul'un tadı başka.
Esrarengiz bir kent.
Hele anlamaya, keşfetmeye çalışırsanız müthiş.
Dokunduğuz her köşe, gezdiğiniz her sokak
sizi alır başka dünyalara götürür.
Özellikle Sur içi; Bizans'ın kalbi...
Bambaşka bir âlem.
Güzelle çirkini bir arada bulursunuz.
Sanatın zarifliğiyle kabalığın görgüsüzlüğün sakilliği yan yanadır.
Özellikle Fatih semtinde.

Yine de büyüleyici bir atmosferi vardır...
Tarihsel bilinçle yaklaşırsanız ruhunun derinliklerine inebilirsiniz...
Kadın kokar, aşk kokar...
Yeter ki sevdalanmaya hazır olun!


Bir de İstanbul tükenmez...
O sizi tüketir.
Bazen düşünürüm, kaç milyar insan bu kentte yaşamıştır?
Şimdilerde 15 milyon kişiyiz...
Ülkemizin beşte biri...
Hatırı sayılır kalabalık...
Tabii arasına katılırsanız.
Kahve köşelerinde ömür geçirmekte var...
Günlük siyasî dedikodularla yoğrularak...
"Tayyip şunu dedi, bunu dedi"...
Offf!.. Ne kadar sıkıcı!

Neyse ki Sultanımız Arabistan'a gidiyormuş...
Hayranı olduğu kutsal topraklara.
Bir süre kıbleden esecek rüzgâr!
Tahminince bol bol Suud dostluğundan söz edecek...
Çünkü demokrasi orada, laiklik orada, insanlık orada(!)
Ne de olsa Vahabi kültürü...
Bedevi ile girerse yatağa...
Güller açılır bağrında!

Neyse, üstüme vazife olmayan mevzulara girmemeliyim...
Benim derdim İstanbul...
Canım benim.
İnanır mısınız hiç ihanet etmedi...
Hep verici oldu...
İş verdi, eş (eşler) verdi, çocuklar torunlar verdi...
En önemlisi üniversitelerinden mezun etti.
Benim için laboratuardı...
Hatalarımızı, günâhlarımızı bağışlayan...
İyi ki var...
İyi ki İstanbul'dayım...
Ve bu kentte öleceğim...
Tabii allah sağlıklı ömür verirse...
Âmin!

Hiç yorum yok: