bir şair vardı, öğretmen

27 Aralık 2015

İyimser olmanın dayanılmaz hafifliği!


Macit CÜNÜNOĞLU












Bugün 2015'in son pazarı...
Geçen aylara bakıyorum da, kötü bir yıl geçirmişiz.
Bireysel yaşam tarzlarından söz etmiyorum, ülke bağlamında...
İki kez sandığa gittik...
İlki 7 Haziran'da, umut saçan...
İkincisi 1 Kasım'da, umutlarımızı tekrar karanlığa gömen.
Tüm yaşadıklarımıza gelip geçen tarihsel bir süreç diyeceğim ama...
Pek öyle değil...
Daha doğrusu insan yaşamında 13 yıl az bir süre değil.

Gidişat can sıkıcı...
İster istemez duyarlı yürekleri endişelendirip çaresizliğe sürüklüyor.
Yüzde 49,5 iktidar, yüzde 11,9 peşinden koşuyor...
Geriye demokrasi özlemi çeken bir avuç azınlık...
İster Kürt olsun, ister Türk; fark etmez...
Bütün mesele elimizden kayan seküler yaşam...
Yani dinamitlenen laiklik!

Yaklaşık yüzyıllık değerler bir anda paramparça oldu...
Kimi "Yetmez ama EVET'çi" kılığında destekledi...
Kimi "İleri demokrasi" yalanına inandı...
Sonuç, koskoca bir hüsrân!
Tabii iktidar kendi zenginini yaratmaktan geri durmadı.
İslâm soslu, milliyetçilikle bezenmiş...
Yalaka takımı çığ gibi büyümüş...
Havuz medyası tamam...
Kara propaganda almış başını gitmiş...
Sanki yaşananlar ağır bunalımın kara habercisi!

Mustafa Kemal'den mirâs kalan siyasî kurum CHP ise
iç hesaplaşmaların derdine düşmüş...
Delege pazarlıkları, kurultay aşağı kurultay yukarı...
Sanki Kılıçdaroğlu düşse ülke düze çıkacak...
Hâlbuki yüzde 25'le bu işler olmaz...
En azından yüzde 30 barajını geçmek lâzım...
Bir de nitelikli seçmen, özgül ağırlığı olan...
Sesler yükseldi mi karanlık odakların yüreğine korku salan...
Benimki de hayâl işte...
Yılbaşı arifesinde; her gelen yıl yeni bir umut, taze bir başlangıçtır ya...
İşte o hesap...
Ülkem hergün Dersim'i yaşıyor...
Yine de kötü düşünceleri dünyamdan kovup geleceğe iyimser
bakmak istiyorum...
Gücümün yettiği kadar
!

Hiç yorum yok: