bir şair vardı, öğretmen

07 Aralık 2011

Yüzüncü Yıla Doğru...

.

Tartışan ülkeyiz, bir konuda değil her konuda…
Maksat tartışma olsun ortalık şenlensin!
Tartışmaların odağında “Cumhuriyet” var…
Cumhuriyet M.Kemal’le özdeşleştiği için konu gelip dayanıyor
eşsiz öndere ve kurucusu olduğu CHP’ye.


Seksen sekiz yıllık kin ve öfke birikiminin vardığı boyutlar düşünülürse
sistematik saldırıların ardı arkası kesileceğe benzemiyor.

Bugün Dersim, yarın bakalım hangi olay gündeme gelecek?
Nasıl olsa maden zengin, yakalanan damardan elde edilen cevher
iç piyasada karşılık buluyor, üstelik temellerinden sarsılıyor cumhuriyet.


Siyasî kumandanın “atış serbest” komutuyla başlatılan savaş dalga dalga yayılıyor.
Müthiş bir organizasyon sonucu harekât plânı eksiksiz uygulanıyor.
Taraf korosundan yükselen ses Sabah ve Star’da yankılanıp Yeni Şafak’la yoluna devam ediyor…
Ve düşman cephesine ustaca yerleştirilmiş işbirlikçiler kervana katılmakta gecikmiyor.


Yalnız savaşın kuralları yok, tamamen asimetrik metodlar üzerinden yürüyor.
Yeri geliyor tarihçilerden yararlanılıyor, yeri geliyor HBB’lerden! (Her B.k Bilirler).
Televizyon ekranlarını yorumcu güzeller kaplamış, hepsi birer Lord Kinross!

Dersim’i kaşı eşele, çıkan malzemeyi ister Kürt seçmen üzerinde kullan istersen Alevî.
Nasıl olsa ikisi de işe yarar, kesin sonuç.

CHP’nin Kürtlerle arası zaten uzun yıllardır limoni, bir de Alevî seçmenle
bağını koparttın mı geriye kalır Beyaz Türkler, onların da sınırları belli…
Ateş olsalar cirmi kadar yer yakarlar, bu kadarı da CHP’ye çok, yeter de artar!


Ondan sonra gün doğar II.Cumhuriyetçilere, zafer kazanılmıştır, inşa edilecektir gelecek.
İlk iş ateşkes ilânıyla birlikte nokta operasyonlarına başlanılacaktır.
Önce İskilipli Atıf amcamdan, dondurmacı Memed’in oğlu Nurettin abimden (siz tanımazsınız, hemşerimdir), bilâhare gözü yaşlı milletvekili torununun acısını dindirmek için Kubilay’ın katillerinden özür dilenecektir…
Mümkünse iade-î itibar muamelesi Menemen vakasının (23 Aralık 1930)
seksen birinci sene-î devriyesine yetiştirilmelidir!


Bu arada tarihe kayıt adına balkon nutku ihmale gelmez…
İyi hazırlanmış metin üzerinden (meselâ edebiyatçı M.Metiner’in kaleme alacağı)
bol hicranlı sesleniş necip milletimizin gönül tellerini derinden titretecektir!


Evet, hızla ilerliyoruz cumhuriyetimizin yüzüncü yılına…
Ne demişti M.Kemal; “ilelebet payidâr kalacak”…
Ne dersiniz; 29 Ekim 2023’e orijinalinin nefesi yetip ömrü vefa eder mi?


Gidişata bakılırsa hiç sanmam…
Bambaşka diyarlara savruluyor “Cumhuriyet”.
Kendi halkını mutlu edemeyen zihniyet Neo-Osmanlıcılık rolüyle bölge liderliğine
soyunuyor, demokrasi ihraç ediyor sağa sola komşulara!


Bugün okudum basından, ülkemiz ciddî anlamda füze savaşlarının eşiğinde…
Rusya, İran, Suriye arasında füze trafiği sürüyor uzunca bir süre…
Tamam, ABD patentli kalkanımız var ama…
Ya “barış”ın tadı?
Ya sıfır sorun?..


Ne oldu taşeron, evdeki hesap Ortadoğu’ya uymadı mı?
Haydi hayırlısı, “yaşa yaşa gör temaşa” der büyüklerimiz…
Bakalım ülkemizin, yoksul halkımızın neler gelecek başına?
Tüm dünyadan özür dilemeyelim de!


www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: