bir şair vardı, öğretmen

25 Aralık 2011

Solun Yalellisi!

.

Yanılmıyorsam yetmişli yılların ortasıydı.
Eski bir dostumla Süleyman Abi’yi (Ege) ziyaret etmiştik.
Kızılay-Ataç sokaktaki evi aynı zamanda işyeriydi.
Dönemin ünlü “Bilim ve Sosyalizm Yayınları”.
Solun öcü olarak kabul edildiği soğuk savaş yıllarında
“Komünist Manifesto”yu ilk kez dilimize çevirmiş ve yayımlamıştı.


Tahmin edileceği gibi başına gelmedik kalmadı.
Yüz binin üzerinde kitabı gasp edildi, yayınevi defalarca basıldı darmaduman oldu.
Bir de otuz yıllık mahkûmiyet, hastane koğuşlarında prangaya vurulmalar…
Neymiş efendim; “sen nasıl K.Marx ile F.Engels’in eserini yayımlarsın?”.


Bu anıların aklıma gelmesinin nedeni “SOL”un yeniden tartışılmaya başlanması…
“Solculuk bitti mi, bitmedi mi?”… Bak şu işe?..
Her şey Taraf gazetesi yazarı eski Maocu Halil Berktay’ın başının altından çıktı.
Peşinden tarihî TKP’nin lideri Nabi Yağcı (Haydar Kutlu) topa girdi.
Keskin sosyalist Roni Margulies durur mu, o da mevzunun kahramanı…
Sonuç itibariyle Taraf’ın bu üç yazarı kendi aralarında muhabbeti sürdüre dursunlar…
Hürriyet’in Marksist orijinli liberal kalemşörü Hadi Uluengin de bodoslama dalmaz mı?
Tamam, kadro şimdi oturdu derken T24’den Oya Baydar da boy gösterdi…


Bir süredir de yazılanları saçılanları, günâh çıkarmaları stratejik hataları izliyoruz derken…
Taha Akyol efendinin ağır abi ayaklarıyla sahaya girmesi maçın tuzu biberi oldu!
Sanki üstüne vazife, üstelik yıllarca milliyetçi hareketin kurmaylarından ol…
Ondan sonra solun içsel ve de teorik meselelerine hariçten gazel oku.
Olacak iş değil ama oluyor işte, ne de olsa burası Türkiye!


Bir de serbest piyasa düzeni üzerine ahkâm kesmez mi?
Yok, endüstriyel sistem yirmi dört milyon çeşit mal üretip arz ediyormuş…
Sosyalizm bunlarla baş edemezmiş falan filân, özetle kapitalizme methiyeler…
Ne de olsa tuzu kuru, attı kapağı Hürriyet’e…
Müslüman mahallesinde salyangoz satacak değil ya!


Her neyse, nasıl olsa polemik gazete köşelerinde devam ediyor…
Bakalım sonuç ne yönde tecelli edecek, barış zor ama belki kerhen konsensus sağlanabilir…
Veya olay kanlı-bıçaklı bir merhaleye ulaşıp karakolda biter!


Ancak benim asıl üzerinde durmak istediğim mesele Süleyman Abi’nin kitabı…
Yani “Komünist Manifesto”. İlk baskısı 1848 yılında İngiltere’de çıkmış.
Bendeki 1976 tarihli. Lâf aramızda darbelerde o kadar kitabım gitti…
Nasıl olmuşsa bu canını kurtarmış, belki –önsözleri saymazsak- kırk sayfalık olduğu içindir!
Şöyle bir göz attım, Dedelerimin bilinen masalları…
Yalnız final bölümünü değerli okurlarla paylaşayım istedim…
Ne de olsa serde solculuk var, “can çıkar huy çıkmaz” derler!


Evet, konuyu dağıtmadan büyük ustalarımız son söz olarak diyor ki;

“Komünistler, görüşlerini ve amaçlarını gizlemeyi küçüklük sayarlar.
Onlar, hedeflerine ancak, mevcut sosyal koşulları zorla devirerek ulaşmanın
mümkün olduğunu açıkça ilân ederler. Varsın egemen sınıflar bir komünist
devrimi korkusuyla titresinler. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek
bir şeyleri yoktur. Kazanacakları koca bir dünya var.
BÜTÜN ÜLKELERİN İŞÇİLERİ, BİRLEŞİNİZ!”.


Gel de bu saatten sonra breh breh deme, yorum yapma!
Hadi onlar yüz elli yıl önce bu görüşleri icat edip teorileştirmişler…
Eh, geçtiğimiz yüzyıl doğru-yanlış uygulayıcıları da olmuş…
Hatta Kuzey Kore’yle Küba sosyalist kimliğiyle bu yüzyıla sarkmış!

Ne yapacağız şimdi, sil baştan deyip Marxsizmin kutsal kitabına
dört elle sarılıp devirecek egemen güç peşine mi düşeceğiz…
Yoksa insan yüreğini merkeze alıp özgürlük-eşitlik-adalet-kardeşlik-barış
ve demokrasi için sevdalanıp mücadelemizi mi yükselteceğiz?
Veya çağımızın yükselen değeri kabul edilen Çin modelini
insanlığa kurtuluş reçetesi olarak mı sunacağız?


Sorular çok, cevapları zor mu zor…
En iyisi mi hazır duvarlar yıkılmış, globalizm gezegeni teslim almışken…
Ülker gurubunun yeni satın aldığı “Godiva” çikolataları eşliğinde…
Halis İskoç malı Jack Daniel’s markalı viskiden şifa niyetine
kalp damarları için bir yudum almak… (İlk defa rakı demiyorum, Patron yasakladı.)


Sol mu? Ne solu kardeşim… Hele bir tartışma sonuçlansın…
Ayrıca bu gün Pazar, dükkân kapalı…
Okumuyor musun yukarıda yazdıklarımı?


www.gazetemen.com

.

Hiç yorum yok: