bir şair vardı, öğretmen

10 Aralık 2011

Hopa'dan Sonra...



Doksanlı yıllarda dört ay hapis yatan Erdoğan’a ne çok üzülmüştüm…
Aklımdan hiçbir zaman; “Oh olsun” demek geçmedi.
Ayrıca rahmetli Menderes’in hüzünlü sonunu saymazsak…
İki başbakanımız misafir edilmişti mahpusta; biri Ecevit diğeri de Erbakan!

Diyeceksiniz ki; ya Demirel ya Zincirbozan?
Boş verin canım, orası Diyarbakır’ın yanında beş yıldızlı tatil köyü!

Gelelim mi Hopa’ya, Hopa davasına?
Bu güzide ilçemizi, sınırın son noktasını ziyaret etmiş RTE Bey …
Ne var bunda?

Ancak ziyaretini seçim zamanı lûtfetmiş ve olanlar olmuş…
İtiş kakış joplu okşama biber gazı ikrâmı derken hakkın rahmetine
kavuşmuş Metin Hoca!

Ankaralı gençler bozulmuşlar bu işe…
İleri demokrasinin güzelliklerinden istifade edelim diyerek olayı protesto etmişler…
Vay sen misin sesini yükselten, yirmi ikisi karga tulumba kodese!

Uzunca bir süre içerde zorunlu ikametgâha tabi tutulan gençlerimiz
neyse ki dün serbest bırakılmışlar.
Doğal olarak aileler sevinçten ağlamış sarılmışlar yavrularına.

Netice olarak amacımız bilinenleri tekrarlamak değil…
Asıl mesele, sabah/akşam komşumuz Başer Esad’a demokrasi dersi verenlerin
ülkemize lâyık gördüğü dayattığı adalet anlayışı…
Nasıl bir zihniyet dünyasıdır ki sıfır toleranslı uygulamalar yurdun dört bir tarafında!

Bu mudur çağdaş demokrasi, bu mudur yirmi birinci yüzyılın koşulları?
Tutuklu ve mahkûm sayısı yüz yirmi bine ulaşmış…
Ha bire hapishane yapmak hizmete sokmak korku imparatorluğunun
payandaları mıdır yoksa canım ülkemin kara lekeleri midir?

Ayrıca nasıl bir nefret intikam duygusudur ki, dokuz yılda azalacağına
giderek artıyor bileniyor daha fazla kin kusmaya başlıyor.

Aklımıza kuzey komşumuzun çarı demir yumruklu Putin geliyor…
KGB’den edindiği zengin deneyimleri siyasî arenada bir bir sergiliyor!
Değerli komşum sayın Nakay’ın konuyla ilgili son yazısı önemli…
İnsanlığın baş belâsı ırkçı milliyetçiliğin vardığı boyutları paylaşmış okurlarıyla.

Son yıllarda zaten pek bir sıkı fıkı dost olduk yoldaş Putin’le.
Doğal gaz, nükleer santral anlaşmalarıyla adeta aşk hayatı yaşanıyor komşuyla!

Ne dersiniz; kır atın yanında duranın rengi değişmeyeceğine göre…
Topraklarımızda yaşananlar ileri demokrasi destekli, milliyetçi-dinci parfümlü
otoriter başkanlık sisteminin ayak sesleri mi?

Üstelik bizimki daha avantajlı…
Çünkü karşısında üç parçalı muhalefet, hepsi şaşkın ayrı ayrı havada!
Şike yasasında görüldüğü gibi istenildiği anda geliyorlar tuzağa…

Hele sosyal demokrat görünümlü olanlar düşmüşler kendi dertlerine…
“Nereye gidiyor ülke?” sorusunu çoktan unutup…
Birbirlerinin boğazını sıkmakla meşguller!

Tüm bu manzara karşısında RTE Bey’in oyu yine yükselmekte yine yükselmekte…
Rusya’da atletik ve antisempatik Putin’in oyları yüzde kırklara düşmüş…
Ya bizim ki? Yüzde altmışları çakmazsa gel yanıma!

www.gazetemen.com

Hiç yorum yok: