Meclisin Gündemi!..

1 Ekim’de açılacak meclisin gündemi

şimdiden oluşmaya başladı.

Sağolsun RTE, memleketi gündemsiz bırakmıyor!

Farkındaysanız artık ekonomi filân konuşmuyoruz,
Gazze’yle yatıp Gazze’yle kalkıyoruz.

Sanırsınız Gazze 82. vilayetimiz!

Yükselen enflasyon, tavan yapan cari açık,
500 milyar doları aşan dış borç kimsenin umurunda değil…

Tüm bunlara ilâveten son günlerde tartışılan bir merak konumuz daha oldu;

ABD patentli “Füze kalkanları” nereye monte edilecek!

Eh, askerî gemilerimizin bir bölümü NATO'nun emrinde Libya’da...

Bir kısmı da Akdeniz’e açılıp Mavi Marmara’nın intikamını kovalayacak!
Bu arada İran’dan yola çıkan hain füzeler nereye konacak?

Ne güzel ülke değil mi?

Son kongresinde BDP “Özerklik” ilkesini tüzüğüne nakşetmiş…
Hız kesmeyen terör can almayı sürdürüyor…
Ve 1 Ekim 2011 günü yüce parlamentomuz bu koşullarda açılacak.

Seç beğen, hangi meseleyi gündeme taşırsan taşı!

Somali’den giriş yap, Suriye’ye ayar çek, Kaddafi hazretlerinin akıbetini sorgula…
“Asla yemin etmem” diyen meclis kaçaklarını iknâya çalış,
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez” nidaları eşliğinde cenaze namazlarına da devam et!

Bir elinde de kabul edilmeyen Birleşmiş Milletler kararı,

sıra numarası almak için Lahey divanının önünde kuyrukta bekle!

Zaten iç politikada her şey yolunda, muhalefetin iki gülü takılmış RTE’nin peşine…

Halk derseniz iç güveyisinden hallice, bir eli yağda bir eli balda…
Bugün seçim yapılsa;  “Ampul”e basacak “Evet” mührünü %60 oranında!

İkinci Dünya savaşından günümüze şöyle bir bakıyoruz da,

ülkemiz hiç bu kadar sıkışmamıştı…
Her ne kadar birileri pembe rüyalar görse de, şapa oturacağımız tarih yakındır!

Çünkü böyle dış politika olmaz ve salt Müslümanlıktan yola çıkıp her taşın altına el sokulmaz. Üstelik üstüne vazife olmayan, haddini aşan konularda.

İkide bir de sıfır sorunlu komşuluk ilişkileri denilmez mi?
Eğer tanık olduklarımız sıfır sorunsa, Allah muhafaza ya bir de tersi olsaydı?
Demek ki III.Dünya savaşını başlatacaktık Ortadoğu’da!

Tamam, insanlık tarihi kahramanlıklarla doludur ama…

Aynı zamanda bölgesel barışı tehlikeye atan liderlerin varlığı da unutulmamalıdır.
Onların yeri de tarihin karanlık sayfaları, çöplüğüdür…
Bu gerçeği de ara sıra hatırlamak lâzımdır!