bir şair vardı, öğretmen

17 Eylül 2011

Hazan Mevsimi



Bestekâr Şekip Ayhan Özışık’ın Nihavend makamındaki
hüzünlü şarkısı “Hazan mevsimi”nden esinlenmiştir…

“Yine hazan mevsimi geldi,
Yine yapraklar rüzgârların peşi sıra gidecek…”

Nedendir bilinmez; baharı sevinçle karşılayan yürekler,
Sonbaharda hüzünlenir, gönülleri duygusallık kaplar.

Doğanın olağan ritüeli bu derece etkiler mi insanı…
Yoksa yalnız edebiyatçılar, şairler, ressamlar,
bestekârlar mı farkındadır sonbaharın?

Gene de kasvetli havalar, çiseleyen yağmurlar,
sararıp dökülen yapraklar hüzünlendirir…
Veya ertelenen, saklanan duygular,
Hazan mevsimiyle gün ışığına çıkar.

Ve akıllara o hüzünlü şarkı gelir;

“Yine deli gönlüm, yine bu mevsimde
Hicranını yalnız başına çekecek
Hüsranını yalnız başına çekecek…”

Nazım’da sesleniyor Gülhane’deki "Ceviz ağacı"nın altından;

“Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda,
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Yapraklarım suda balık gibi kıvıl kıvıl.
Yapraklarım ipek mendil gibi tiril tiril,
Koparıver, gözlerinin, gülüm, yaşını sil.
Yapraklarım ellerimdir, tam yüz bin elim var.
Yüz bin elle dokunurum sana, İstanbul'a.
Yapraklarım gözlerimdir, şaşarak bakarım.
Yüz bin gözle seyrederim seni, İstanbul'u.
Yüz bin yürek gibi çarpar, çarpar yapraklarım.

Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında.”

Şair bu şiirini yazarken mevsim sonbahar mıydı? Bilemiyorum…
Lâkin Hazan mevsiminin İstanbul parklarını çağrıştırdığı kesin.

Evet, yine Hazan mevsimi geldi, Gülhane Parkı bekler bizi…
Nazım’ın izinden yürüyerek ceviz ağaçlarına dokunmalı...
Denize ve İstanbul semalarına bakarak!


Hiç yorum yok: